Bu haldeyken senin fotoğrafını çekene dek bir yere kaybolma. | Open Subtitles | لا تغادري حتى أخذ صورة لكِ من ذلك النهوض |
Senin için buradayım ama bence biri de senin fotoğrafını çekmeli. | Open Subtitles | أنا هنا من أجلك, ولكني أعتقد انه يجدر بشخصٍ أخذ صورة لكِ |
Bak, bir kaç gün önce, gazetede, Kathy'le senin fotoğrafını gördüm. | Open Subtitles | اسمعي، منذ يومين، رأيت صورة لكِ ،و(كاثي) في الصحيفة |
Betsy, Henry'nin kaldığı otelin müdürüne senin fotoğrafını gösterdik. | Open Subtitles | بيتسي) ، لقد أرينا صوركِ إلى مدير) منزل "هالفواي" الذي كان يعيش فيه هنري |
Betsy, Henry'nin kaldığı otelin müdürüne senin fotoğrafını gösterdik. | Open Subtitles | بيتسي) ، لقد أرينا صوركِ إلى مدير) منزل "هالفواي" الذي كان يعيش فيه هنري |