"senin iyiliğin" - Traduction Turc en Arabe

• مصلحتك
• لمصلحتك
• لصالحك
• لمصلحتكِ
• مصلحتكِ
• لمصلحتكَ

senin iyiliğin için bitmemiş gibi davranmasına izin verdim.
من أجل مصلحتك لم تزعم بذلك و لكنى جعلتها تزعم بذلك

Baban da ben de senin iyiliğin için bu evliliğe müsaade etmiyoruz.
والدك وانا لن نسمح بهذا الزواج , من اجل مصلحتك

bunu yapmaktan hoşlanmıyorum fakat bu senin iyiliğin için.
يبدو أنك غير معجبة بهذا الآن ولكن هذا من أجل مصلحتك.

- Biliyorum zor, fakat bu uzun vadede senin iyiliğin için.
أعرف أن هذا صعب , ولكن.. إنه لمصلحتك على المدى البعيد.

Ama unutmayalım ki, bu durum senin iyiliğin için işe yaradı.
اذاً دعنا لا ننسى, لقد سارت الأمور لمصلحتك

Ayrıca, eğer senden bir şey saklıyorsa, belki de bu senin iyiliğin içindir.
أضف إلى ذلك ، إذا كانت تخفي شيئاً عنكِ فقد يكون ذلك لصالحك

Bunu senin iyiliğin için söylüyorum.
أنا أخبركِ هذا لمصلحتكِ الشخصية

Muhtemelen bunu senin iyiliğin için yaptığını söylemiştir.
غالباً انها قالت لك أنها تفعل ذلك من اجل مصلحتك

Umarım senin iyiliğin için tazminat davası açmaya kalkmazlar.
وانا حقا آمل ومن أجل مصلحتك أن لا يقوموا برفع شكوى رسمية

Güven bana, senin iyiliğin için.
لماذا لايمكننا التحدث وجهاً لوجه؟ فقط ثق بى موافق إنه فى مصلحتك

Bir gün her şeyi senin iyiliğin için yaptığımın farkına varacaksın.
يوما ما ستدركين كل ما قمت به كان في مصلحتك

Ben size iyi şeyler dileyen sakın kapatma, bu senin iyiliğin için.
أنا من سيحقق أمنياتك لا تغلقي الهاتف, هذا من أجل مصلحتك

Bana fikrini değiştirdiğini ve senin iyiliğin için sana hayır dememi istedi.
قال لي أنه أعاد النظر و طلب مني أن أقول لا لك من أجل مصلحتك

Sebepleri her neyse, senin iyiliğin için olduğuna inanabiliriz.
مهما كانت أسبابها لكنها كانت على ثقه ان هذا سيكون لمصلحتك

Bu senin iyiliğin için. Yatağın dışında emeklemek sana göre değil.
هذا لمصلحتك وحفك خارج السرير ليس جيداً لك

senin iyiliğin için yaptım. Böyle bir insanla bağ oluşturmanı istemedim.
فعلت ذلك لحمايتك و لمصلحتك, لااريد اية علاقات اخرى مع ذلك الشخص

Bir gün her şeyi senin iyiliğin için yaptığımın farkına varacaksın.
يوما ما ستدركين أن ما قمتُ به كان لمصلحتك

Bunu senin iyiliğin için yapıyorum.
سوف تحصل لي تلك الصفحات. أنا أفعل هذا لمصلحتك.

Seni seviyorum, Bay Karga ama kanatların iyileşinceye kadar bu senin iyiliğin için.
..انا احبك سيد غراب لكن الى ان تتحسن جناحيك فهذا لصالحك

Bak, onunla gönül eğlendirme derdinde olmadığını biliyorum ama inan bana, bu senin iyiliğin için.
أعرف أنها ليست النوع التي تحب إطلاقه بعد الحصول عليه لكن ثق بي، ذلك لصالحك

Bunu senin iyiliğin için yaptım.
أنا فعلت هذا لمصلحتكِ

Belli ki, bunu senin iyiliğin için yapıyorum.
على ما يبدو , أنني أفعل ذلك من أجل مصلحتكِ

senin iyiliğin için Michael. - Hata yapıyorsunuz!
أنا آسف, هذا لمصلحتكَ يا (مايكل)