Ağzından laf almaya çalıştım ama yalnızca Seninle konuşmak istediğini söyledi. | Open Subtitles | حاولت أن أعرف بخصوص ماذا, لكنه قال أنه يريد التحدث معك وحدك |
Bay LaHood'un Seninle konuşmak istediğini sanmıyorum altın arayıcısı. | Open Subtitles | انا لاأعتقد ان السيد لاهوود يريد التحدث معك... ...ايها المنقب |
Biliyorsun, benzin istasyonundaki adam. Seninle konuşmak istediğini söyledi. | Open Subtitles | صاحب محطة البنزين إنه يريد التحدث معك |
Farklı. Seninle konuşmak istediğini söyleyip duruyor. | Open Subtitles | مختلف، يقول أنّه يريد التحدث معك. |
Seninle konuşmak istediğini söyledi. | Open Subtitles | وقال أنه يريد التحدث معك |
Seninle konuşmak istediğini söyledi sadece. | Open Subtitles | فقط انه يريد التحدث معك |