Örneğin, kendiliğinden senkronizasyon, seyircilerin alkışlaması ve tüm alkışın hep beraber bir anda başlaması veya ateş böceklerinin beraber parlaması gibi. | TED | فمثلاً، التزامن العشوائي كيف أن الجمهور يصفق وفجأة يبدأ الكل بالتصفيق معا وأن يومض الناموس المضئ معاً |
senkronizasyon oranı Birim 01'den daha düşük. | Open Subtitles | كما إعتقدت ، نسبة التزامن أوطأ من وحدة 01 |
Majesteleri, senkronizasyon hazırlıkları tamamlandı. | Open Subtitles | صاحب الجلاله ، ان الاستعدادات تجري التزامن الكامل. |
Ozellikle, erkek atesbocekleri hepberaber mukemmel zamanlama ile yaniyorlar, mekemmel senkronizasyon icinde, disilere pekistilmis bir mesaj iletmek icin. | TED | خاصة، ذكور اليراعات الذين يومضون معا بدقة كاملة، في تزامن مثالي، لتعزيز الخطاب الموجه نحو الإناث. |
Aynı soruyu biraz daha ciddi soralım: Az evvel yaptıklarınızın asgarı şartları neydi, Yani spontan senkronizasyon için? | TED | و لطرح المسألة بقليل من الجدية، لنتساءل عن الشروط الدنيا لتحقيق ما قد قمتم به، لتحقيق المزامنة التلقائية. |
İşin senkronizasyon kısmına kafa koymamıza gerek yok. | Open Subtitles | ليس علينا في الحقيقة أن نحاول في التزامن. |
Bu yüzden senkronizasyon mümkün oldu. | Open Subtitles | . هذا ما يجعل التزامن تجربة غير مستحيل |
Birim 00'ı Rei'nin kişisel verileri için yeniden yapılandırıp bir an önce ikisi arasında yeni bir senkronizasyon testi yapmalıyız. | Open Subtitles | لبيانات [ راي ] الشخصية . و سنعيد إختبار التزامن بينهمـا قريباً |
senkronizasyon düzeyi normal gidiyor. | Open Subtitles | متطلبات معدل التزامن هي الذهاب. |
David Eagleman zamanın akışı ile çok az senkronizasyon dışında devam etse bile bunun ciddi zihinsel hastalıklara yol açabileceğinden şüpheleniyor. | Open Subtitles | ديفيد إيجل مان - يشكّ - بأن الذهاب ولو قليلا" خارج التزامن مع مرور الوقت |
Birim 01'in senkronizasyon oranı %400'ün üzerinde. | Open Subtitles | %وحدة 01 " نسبة التزامن أعلى من 400 |
senkronizasyon başlıyor. | Open Subtitles | ابتداء التزامن. |
senkronizasyon sağlandı. | Open Subtitles | التزامن تم إنجازه |
senkronizasyon bozuldu. | Open Subtitles | خرج عن التزامن! |
Düşüncelerinizle elleriniz arasında ilişki oluşturan bilinçsiz bir senkronizasyon. | Open Subtitles | تزامن اللاوعي الذي يخلق الالفة بين افكارك ويديك |
Pilot ve EVA Birim 01 arasındaki tüm senkronizasyon akışını kesin. | Open Subtitles | قطع تزامن الطيار مع وحدة-01 في جميع المجالات. |
Kurutsu'nun analiz etmemi istediği donanımla yarbayın ağ senkronizasyon şablonu eşleşti. | Open Subtitles | الجهاز الذي طلبت مني (كوروتسو) تحليله ، طابق نمط تزامن المقدم |
Mesela lazerlerin nasil calistigini gozlemlerseniz bunun atomik bir senkronizasyon oldugunu gorursunuz. | TED | إذا نظرتم، على سبيل المثال، إلى الكيفية التي يعمل بها الليزير، فإنه مثال على المزامنة الذرية. |
Şey, öyle, ama senkronizasyon esnasında bilgisayarı donacak. | Open Subtitles | حسنا، هذا باستثناء أن الحاسوب خاصته سيتوقف أثناء تلك المزامنة |