seslendiğini duydum ama bir şey söyleyemedim. | Open Subtitles | سمعتك تنادي و لكني لم أتمكن من قول أي شىء |
Daha iyi olan o yeri gördüm ama seslendiğini duyduğum için döndüm... ve galiba yardım edebilirim. | Open Subtitles | لقد رأيت مكان أفضل، ولكنني عدت هنا لأنني سمعتك تنادي وأعتقد أنني أستطيع المساعدة. |
O gün koruluktaydım ve küçük bir kızın çığlığını duydum ve başka bir kızın seslendiğini. | Open Subtitles | و اسمعت فتاة صغيرة تصرخ و اخرى تنادي. |
Erik'i uyandırmaya çalıştım. Benjamin'in bana seslendiğini duydum. | Open Subtitles | لقد حاولت انا اوقظ إريك وسمعت بينجامين يحاول ان ينادينى. |
Bir keresinde, kuyunun dibinden bana seslendiğini duydum. | Open Subtitles | سمعته مرة ينادينى من قاع بئر |
Vahşi atların özgürce koştuğu zamanları, güneşin, gökyüzünün ve rüzgarın adımı seslendiğini hala hatırlıyorum. | Open Subtitles | لا زلت أذكر الشمس والسماء والرياح وهى تنادى باسمى فى ذلك الوقت عندما كانت الخيول البرية تنطلق حرة |
Juno'nun bana seslendiğini duydum. | Open Subtitles | لقد سمعت جونو تنادى على |
Onun sana seslendiğini duyuyorsun. | Open Subtitles | تسمعينها تنادي عليك |