Bay Yang oğlunu görmek için Seul'e gittiğinde onu yolda görmüş. | Open Subtitles | سيد يانج ذهب الى سيول لرؤية إبنه ولقد رآها في الشارع |
Seul gezisinde Insadong'u atlamayı düşünmüyordun herhalde değil mi ? | Open Subtitles | الا تعتقد انك ستخطي انسادونغ حول سيول في جولتكم ؟ |
Gördün mü! Benim de Seul gezisine gelmem lazım. Bende geliyorum. | Open Subtitles | رايت , يجب علي ايضآ الذهاب معكم في الجولة حول سيول |
Şu Seul'den gelen adam neler yapıyor bu günlerde? | Open Subtitles | ماذا يفعل الرجل القادم من سيئول هذه الأيام؟ |
Şu Seul'den gelen adam neler yapıyor bu günlerde? | Open Subtitles | ماذا يفعل الرجل القادم من سيئول هذه الأيام؟ |
Binanın içinde veya dışındaki rüzgârı önleyici iskeletler Seul'un Lotte Kulesi'ndeki gibi geri kalan rüzgâr baskısını azaltabilir. | TED | والهياكل المقاومة للرياح خارج وداخل المبنى يمكنها امتصاص ما تبقى من قوة الرياح، كما هو الشأن في برج لوتي في سيؤول. |
Maçı neden yayınlamıyorlar ki? "Bu sabah, Seul'deki Han Nehri" | Open Subtitles | هذا الصباح نهر هان في سيؤل لما لايعرضون المباراه |
Tercümanla ikimizin baskısı sonunda nihayet bize Seul dışında bir yerin adresini verdi. | TED | و أعطتنا ميونج سونج، تحت بعض الضغط مني و من المترجمة، عنوانا خارج سيول. |
Üniversiteden yeni mezun oldum ve Seul'e geldim. | Open Subtitles | لقد تخرجت لتوي من الجامعة و انتقلت للعيش في سيول |
Neyse ki ben varım da, bir araya geldiniz. Efendim, sizi Seul'e getiren nedir? | Open Subtitles | أعتقد أنني أستحق الشكر لأنني جمعتكم سويا ..ولكن ما الذي كنت تفعله هنا في سيول يا أستاذ؟ |
Yarın Seul'e gidiyorum. Bana eşlik etmek ister misin? | Open Subtitles | سأذهب إلى سيول غداً, هل تريد أن تكون دليلي؟ |
Polis, Profesör Kim'in evi ve işyerini güvenlik çemberine aldı ve Seul bölgesinde bir arama başlattı. | Open Subtitles | الشرطة قامت بوضع حماية على مبنى البروفيسور كيم وشركته أيضا وهي تجري عمليات بحث مكثفة في منطقة سيول |
Kısa bir süre önce, Seul'da bir otobüs şirketinde, şirket sahibi Bay Kim'in cesedi bulundu. | Open Subtitles | منذ لحظات قليلة , في شركة الباصات في منطقة سيول |
Kırık bir bacakla Seul'e gidebilir misin, haa? | Open Subtitles | هل تستطيعين الذهاب إلى سيول بساق مكسورة؟ |
Sana daha kaç kere söyleyeceğim? Seul' geri döndü. | Open Subtitles | كم مرةً عليً أن أخبركم لقد عادت إلى سيول |
Bay Yang'ın Soo-jin'i Seul'de gördüğünü söyledim. | Open Subtitles | أخبرتك يأن سيد يانج أقد رأى سوو جن في سيول |
Seul'e dönünce sana fıstık gibi bir kız ayarlayacağım. Söz veriyorum. | Open Subtitles | أعدك بأني سأجعلك تتواعد مع فتاة جميلة في سيئول |
Bir kaç günlüğüne Seul'e gitmem lazım. | Open Subtitles | أنا أرغب في الذهاب إلي سيئول لمدة يوم أوأكثر |
Mutlu olmalısın. İkiniz birlikte Seul'e dönüyorsunuz. | Open Subtitles | انت يجب أن تكون سعيد الآن يمكنكما العودة إلي سيئول |
Tam şu anda, Seul'de bir isyan başladı ve tüm ülke kriz içinde. | Open Subtitles | الثورة إرتفعت في سيؤول والبلد باكملها في أزمة |
Benim de Seul'de tonla işim var. | Open Subtitles | أنا أيضًا لديّ بعض الاعمال لأنجزها في سيؤل. |
Karaciğer doğuya gözler batıya kalp Seul'a yollanıyordu. | Open Subtitles | وترسل الأكباد إلى الغرب والعيون إلى الشرق والقلوب إلى "سيؤل" |
Böyle insanlar Seul'deki avukatlık bürolarına giderler zannediyordum. | Open Subtitles | أعتقدت أنهم سوف يذهبون الى شركةِ قانون في سؤول. |