Artık bunu öğrendim, sevdiğin kişiyle birlikte ol. | Open Subtitles | لقد إكتشفت الآن معنى أن تكون برفقة شخص تحبه |
O yaşta sevdiğin kişiyle birlikte ölme fikri romantik geliyor. | Open Subtitles | في هذا العمر, تنظر بشكل رومانسي لفكرة الموت مع شخص تحبه |
sanırım,hayır, Raj ama ömrün boyunca sevdiğin kişiyle yaşamak zorunda değilsin, öyle değil mi ? | Open Subtitles | ربما، لا،" راج " لكن ليس من الضروري أن تعيش مدى الحياة مع شخص تحبه ، أليس كذلك ؟ |
Ama belki de bu anlaşma kendini sevdiğin kişiyle beraber geçireceğin geleceği belli olmayan karmaşık bir hayattan korumak için uydurduğun bir bahanedir. | Open Subtitles | لكن ربما هذا الإتفاق مجرّد عذر تستغلينه لحماية نفسك من الفوضى والتشكيك في الحياة مع الشخص الذي تحبينه فعلاً |
Ya da bir yıl bekleyebilirsin. Antreman yaparsın. Böylece gelecekte sevdiğin kişiyle sevdiğin şeyi yapabilirsin. | Open Subtitles | أو يمكنك أن تتوقفي لسنة وتتدربي وتمضي سنواتك الـ 4 القادمة في فعل ما تحبينه مع الشخص الذي تحبينه |
En sonunda tüm kalbinle sevdiğin kişiyle evlenmelisin. | Open Subtitles | أخيراً، عليك الزواج من المرأة التي تحبها من عميق قلبك |
Ezekiel olmaz. Git ve sevdiğin kişiyle birlikte ol. | Open Subtitles | اذهب وكُن برفقة المرأة التي تحبها. |