Ayrıca en sevdiğiniz radyo spikeri ve tesadüfen geçen yılın birincisi ben. | Open Subtitles | بالإضافة لي أنا ، مضيفكم المفضل وبالمناسبة ، أنا بطل العام الماضي |
Buzdolabı en sevdiğiniz üç içeceği ve bir elma alabiliyor. | Open Subtitles | والثلاجة تستوعب حتى 3 حاويات من مشروبكم المفضل مع تفاحة |
Zaten günümüzde yapılabileciğini bildiğiniz birşey, kemik dokusu geliştirmek, ki bundan bir evlilik yüzüğü yapabilesiniz, sevdiğiniz insanın kemik dokusundan - gerçekten. | TED | شئ يمكن أن يصنع بالفعل هو أن تصنع أنسجة عظام لكي يمكنك صناعة خاتم للزواج من أنسجة عظام الشخص الذي تحبه نفسه |
ki baştan çok sevdiğiniz birisi ile evlenmek için oldukça çekici bir iddia. | TED | وهو حجة قاهرة فعلاً للزواج من شخص تحبه جداً في المقام الأول |
Mesela en sevdiğiniz şarkıyı ilk defa duyduğunuz o anı düşünün. | TED | لذا، فكروا بسماع أغنيتكم المفضلة للمرة الأولى. |
Size şu soruyu yöneltmek istiyorum: Eğer ailenizin bir üyesi, arkadaşınız veya sevdiğiniz biri intihara meyilli olsaydı ne yapardınız? | TED | سأطرح عليكم هذا السؤال : ماذا ستفعلون لو كان أحد أفراد أسرتكم أصدقاءكم ومن تحبون يحاول الإنتحار ؟ |
Bu şekilde eve dönerken ki uzun uçuşunuzda en sevdiğiniz TED videosunun tadını çıkarabilirsiniz. | TED | اذا يمكنك الاستمتاع بفيديو تيد المفضل لديك في رحلتك الطويلة الى المنزل |
Bugün en sevdiğiniz müzisyeni aklınıza getirin ve bundan 10 yıl önce en sevdiğiniz müzisyeni düşünün | TED | فكر الآن في الموسيقي المفضل لديك اليوم والموسيقي التي كانت مفضلة لديك قبل 10 سنوات. |
sevdiğiniz şovun mürettebatı için, Galaxy Quest! | Open Subtitles | من أجل طاقم عرضكم المفضل البحث عن المجره |
sevdiğiniz bir işiniz, sevdiğiniz insanlar ve | TED | لقد حصلت على العمل الذي تحبه وعلى أشخاص تحبهم. |
sevdiğiniz biri çok üzgün olduğu zaman nazikçe yanında mı olursunuz yoksa zaman mı verirsiniz? | Open Subtitles | إن كان شخصا تحبه محبطا نوعا ما أتغمره باللطف أم تعطيه بعض الحرية ؟ |
...sevdiğiniz kişi de sizi sevmeye karar verir. | Open Subtitles | فإن الشخص الذى تحبه سيقرر أن يحبك هو بدوره |
Yabancı bir dil biliyorsanız en sevdiğiniz kitapları iki ayrı dilde okumak eğlencelidir. Thomas Merton'un yazdığı "Chuang Tzu'nun Yolu" ve Alan Watts'ın yazdığı "Tao: Akarsunun Yolu" gibi. | TED | إذا كنت تعرف لغة أجنبية، فمن الممتع أن تقرأ كتبك المفضلة بلغتين |
En sevdiğiniz grup müzik çalmada harika ancak organize olmada o kadar değil. | TED | فرقتك المفضلة رائعة في الغناء ولكنها ليست رائعة في التنظيم، |
Mesela en sevdiğiniz içecek şirketini düşünün, stok planlaması yaptıklarını ve raflarda kaç şişe olduğunu bilmediklerini. | TED | فقط حاول تخيل شركة المشروبات المفضلة لديك تحاول التخطيط لجرد خاص بها ولا تعلم عدد الزجاجات التي كانت على الرفوف. |
Müdahale, sevdiğiniz insanların yıkıcı davranış kalıplarını... değiştirmelerine yardım etmek içindir. | Open Subtitles | التدخل الذي سنقوم به بخصوص الأشخاص الذين تحبون تغيير طبيعة التصرفات المدمرة |
Araçlarla dolu yollar yerine, sevdiğiniz insanların olduğu yoldan yürüyün ve tamamen farklı bir yol bulacaksınız. | TED | أسلك المسار المليء بـالناس الذين تحبهم وليس المليء بـالسيارات، وسيكون لديك مسار مختلف تمامًا. |
Tanıdığınız bu fırsatın değerini biliyorum Dr. Deacon ancak dünyadaki hiçbir bilgi, sevdiğiniz kadının yerini alamaz. | Open Subtitles | أقدّر الفرصة دّكتور ديكون لكن كلّ البيانات في العالم لا يمكنها أخذ مكان الإمرأة التي تحبّ |
Eskiden Spruce Caddesi'nde oturduysanız ve en sevdiğiniz gömlek griyse sizinle hemen konuşmalıyım. Alo? | Open Subtitles | وإذا كان قميصك المفضّل رمادي وحريري، فأنا أحتاج للكلام معك الآن رجاء |
Çok sevdiğiniz ve artık yanınızda olmayan birisini düşünün. Sevgili büyükanneniz, bir sevgili, | TED | هلا فكرتم بشخص تحبونه .. لم يعد موجوداً كجدتكم المحبوبة , أحدٌ تعشقونه |
Geleceğinizi duyduğum için, fazladan patates yaptım tam sevdiğiniz gibi. | Open Subtitles | عندما سمعتُ أنّكِ قادمة أعددتُ بطاطا مشويّة إضافيّة بالطريقة الّتي تحبينها تماماً |
Bize kazıkları getirir... Yoksa sevdiğiniz herkese karşı savaş açarım. | Open Subtitles | أحضِر لنا الوتد، أو سأشن حربًا على كلّ امرؤ تحبّه. |
Yine söylüyorum, genellikle en sevdiğiniz hikayeler, en faydalı, en ilham veren hikayeler. | TED | أخبركم مجددا أنها القصص التي تحبونها أكثر، والتي تجدونها تستحق القراءة أكثر أو الأكثر إلهاما. |
Çünkü bizim için neyin en iyi olduğuna emin olsak da bu durum, her şeyden çok sevdiğiniz birinin kaderine karar vermek gibi bir şeydi. | Open Subtitles | حتى ونحن متأكّدون أن هذا أفضل لنا تقْرير المصيرِ شيء ومن نحبه فوق كل شيء |
Sizde veya sevdiğiniz birinde para utancı varsa şöyle görünür: | TED | وهذا ما تبدو عليه أنت أو شخص ممن تحبونهم عندما يكون لديكم الخجل من المال. |
En sevdiğiniz kızı seçin evinize yollayalım, hayalleriniz gerçek olsun. | Open Subtitles | قُم بحجز المُفضلة لديك طبقاً للجدول و انتظر مكالمة ولتصبحجميعأحلامكحقيقة. |
Kocanız, o pilot, o çok sevdiğiniz Max. | Open Subtitles | هذا الزوج ,هذا الطيار ,هذا ال ماكس ,هذا المحبوب |