Bizim ya da sevdiklerimizin başlarına gelenleri kontrol edemeyiz. | Open Subtitles | نحبهم الذين الأشخاص أو لنا حدث بما التحكم نستطيع لا |
sevdiklerimizin bizi kuş olarak tekrar izlediği söylenir. | Open Subtitles | يقولون أن من نحبهم يعودون طيوراً لمتابعتنا |
Bu geçen kutsal günler sevdiklerimizin kıymetini bilme, ve günaha karşı durmakla ilgiliydi. | Open Subtitles | هذا , هذا كل ما يدور حوله اليوم المقدس تقدير الذي نحبهم و مقاومة الإغراءات |
Böyle bir şey olursa, kendimize ve gezegenimize karşı bu yeni saygı şekli sevdiklerimizin ölümüne yol açan hastalıkların sonunu getirebilir. | Open Subtitles | إذا حدث هذا, احترام الجديدة لكل من الكوكب و حياتنا الخاصة سيخلق وضع حد ل هذا المرض الذي يتسبب وفاة أحبائهم في كل عام. |
sevdiklerimizin kollarına sığınsaydık kader bizi bu kadar şanlı bir yola sevk etmeyebilirdi. | Open Subtitles | وأذا ما كنا متفقين من البداية ربما لقادنا القدر لمصير أقل مجداً من هذا |
Ve tüm sevdiklerimizin hayatta olduğunu ancak böyle hissedebiliriz. | TED | وهكذا نشعرُ بأن أحبائنا على قيد الحياة مجددًا. |
sevdiklerimizin bir çoğu 3 yıl önce kayboldular. | Open Subtitles | العديد ممن نحبهم إختفوا قبل ثلاثة سنوات. |
Bir noktada, hepimiz sağlık durumumuzla veya sevdiklerimizin sağlık durumuyla ilgili bir karar vermek zorunda olduğumuz bir duruma geleceğiz. | TED | وفي مرحلة ما، سيتعرض كل واحد منا لمثل هذه المواقف حيث يتوجب علينا اتخاذ قرارات في غاية الأهمية بشأن الرعاية الطبية في المستقبل أو التى تخص من نحبهم لمساعدتهم فى اتخاذ قرار ما |
Çünkü sevdiklerimizin hayatları buna bağlıydı. | Open Subtitles | لأن حياة من نحبهم تعتمد على ذلك. |
sevdiklerimizin ölümü sana da acı verir! | Open Subtitles | إنه يؤلمك موت هؤلاء الذين نحبهم |
Zaman geçtikçe biri sevdiklerimizin seçimlerini kontrol etmenin imkansız olduğunu öğrenir. | Open Subtitles | {\cHAF96E7}بمرور الوقت, على أي حال {\cHAF96E7}يتعلم المرء أن إختيارات أولئك الذين نحبهم {\cHAF96E7}يستحيل السيطرة عليها |
Böyle bir günde hissetmemiz gereken şey, sevdiklerimizin başka bir yerde, daha güzel bir yerde oldukları hissi olmalı. | Open Subtitles | هذا الشعور الذي يخبرنا بأن أحبائهم في مكان آخر في مكان أفضل هو الشعور الذي يجب أن يسود في يوم مثل اليوم |
Yaptığımız iş, evimizde sevdiklerimizin olması... | Open Subtitles | القيام بما نقوم به، جود أحبائهم في المنزل... |
sevdiklerimizin kollarına sığınsaydık kader bizi bu kadar şanlı bir yola sevk etmeyebilirdi. | Open Subtitles | وأذا ما كنا متفقين من البداية ربما لقادنا القدر لمصير أقل مجداً من هذا |
Kendi sağlığımız veya sevdiklerimizin sağlığı söz konusu olduğunda ödemek için çok küçük bir fiyat. | TED | وبتكلفة زائدة صغيرة جداً عندما تكون صحتنا أو صحة أحبائنا على المحك. |