| Bu arada sana severek satabileceğim yazılımım bu asteroidin 186 gün sonra Dünya ile çarpışacağını öngörüyor. | Open Subtitles | والآن برنامجي الذي سأكون سعيداً ببيعه لك بالمناسبة يتنبأ بمسار ذلك المذنب ليصطدم بالأرض كما قلت خلال 186 يوماً |
| Ona severek yardım ederim. Hepimiz eninde sonunda gerçeklerle yüzleşmeliyiz Dowd. | Open Subtitles | سأكون سعيداً بمساعدته علينا جميعاً أن نواجه الحقيقة "داويـد" . |
| "Beni severek bir erkek yaptın, Holly..." | Open Subtitles | لقد جعلتيني رجلاً بحبك لي ، هولي |
| Seni severek, evlenerek O'nun da sana zararı dokunmayacak. | Open Subtitles | وهذا لن يسبب أذى أبداً بحبك بالزواج منك |
| Onu severek kendini aptal durumuna düşürmüştü. Onu görmeliydin. | Open Subtitles | لقد جعلت من نفسها أضحوكة بحبها له ليتك رأيتها |
| Onu severek kendini aptal durumuna düşürmüştü. Onu görmeliydin. | Open Subtitles | لقد جعلت من نفسها أضحوكة بحبها له ليتك رأيتها |
| severek yaşadığımız hayatımızı onurlandıran kimdir? | Open Subtitles | من الذي يكرّم أحبائنا في الحياة التي نعيشها |
| severek yaşadığımız hayatımızı onurlandıran kimdir? | Open Subtitles | من الذي يكرّم أحبائنا في الحياة التي نعيشها |
| Güneş yiyicinin kafesini, senin yerine severek temizlerim, Superman. | Open Subtitles | سأكون سعيداً إذا لم تحرّر (ملتهم الشمس) من مهجعه، (سوبرمان) |
| George'u severek babana ihanet etmiş olmazsın. | Open Subtitles | أنك لن تخون والدك بحبك لجورج |