Bu çocuğun sevgi dolu bir evde olması benim için çok önemli. | Open Subtitles | إنه فقط مهم بالنسبة لي أن يكون هذا الطفل في منزل محب. |
Alem yapmak için ortadan kaybolur, sonra eve döner, ama çoğunlukla iyi bir eş ve sevgi dolu bir babadır. | Open Subtitles | انه يتغيب قليلا، ثم يعود للمنزل لكن فى الغالب هو زوج جيد و اب محب |
Sayın yargıç, Jack Porter sevgi dolu bir baba olmasının yanında, bu bölgeye hayatı boyunca bağlı ödüllendirilmiş bir polis memurudur. | Open Subtitles | حضرة القاضي جاك ليس فقط أباً محب ولكنه أيضاً كان ضابط شرطه وقدم الكثير لهذه المقاطعه |
Kızı ya da oğlu uzaklara taşınmış ve kötü bir hayat sürdürmeyi seçmiş sevgi dolu bir baba düşünün. | Open Subtitles | تخيلوا أباً محبّ, يرحل عنه أبناؤه ليختاروا حياة سيئة |
Kalıntılar sarılmıştı bu da anlamlı bir merasim, sevgi dolu bir cenaze hatta utanç ki bu da mantıklı olur çünkü çocuğun el ve ayakları iple bağlanmıştı. | Open Subtitles | حسناً، البقايا لفّت وهو ما يشير إلى إحساس بالمراسم دفن محبّ أَو محتمل على حد سواء، خزي |
Sadece sevgi dolu bir anne olduğumu söylemen gerekiyor. | Open Subtitles | أريدكَ أن تقول أني أم حنونة فقط |
Biricik kızıyla strateji paylaşımı yapan sevgi dolu bir babayım sadece. | Open Subtitles | مجرد والد محب يشارك إستراتيجية اللعب مع ابنته الوحيدة. |
Şanslı balkabağı! sevgi dolu bir baban olması ne güzel. | Open Subtitles | اليقطين محظوظ من الجميل أن يكون لك أب محب |
Fakat sırf Anna hasta diye, bu sevgi dolu bir Tanrı'nın olmadığı anlamına gelmez. | Open Subtitles | لكن ليس لأنها مريضة يعنى ان الله غير محب |
Seninle bir aile kuracağıma, kahkaha ve neşeyle dolu, ...sevgi dolu bir yuva kuracağıma yemin ediyorum. | Open Subtitles | تعهدتُ بإنشاء أسرة، وأنا أُكوّن منزل محب معكِ مليء بالضحك والبهجة |
Fred White cesur bir kanun adamıydı, sevgi dolu bir baba, bir eş... sadık bir dost ve iyi bir adamdı. | Open Subtitles | فريد وايت كان رجل قانون شجاع ... أب و زوج محب ... صديقٌ مخلص و رجلٌ طيب |
Ve muhtemelen sevgi dolu bir kocan ve çocukların vardır. | Open Subtitles | و على الأرجح لديكِ زوج محب و أطفال |
Ama sevgi dolu bir yerden geldiğini bilmeni isterim. | Open Subtitles | لكن اعلم أنها تأتي من مكان محب لك |
Açıkcası iyi yetiştirilmiş. sevgi dolu bir evden geldiğini anlamıştım. | Open Subtitles | و واضح أنّه تمّ الاهتمام بها جيّداً و قد علمتُ أنّها أتت مِنْ بيتٍ محبّ |
James Dawson, başarılı bir profesör, olağanüstü derecede sevgi dolu bir baba ve kocaydı. | Open Subtitles | جيمس دوسن كَانَ a أستاذ ناجح... . . a أبّ محبّ بشكل رائع وزوج. |
Cesur bir savaşçı ve sevgi dolu bir baba. | Open Subtitles | جندي شجاع، وأبّ محبّ. |
Harika bir kızım ve sevgi dolu bir kocam var. | Open Subtitles | لديّ ابنة رائعة وزوج محبّ |
Vito iyi bir baba ve sevgi dolu bir eş. | Open Subtitles | (فيتو) أبّ رائع وزوج محبّ |
- Başka istekleri varmış benimki gibi sevgi dolu bir anne istiyormuş. | Open Subtitles | -أظنّه أراد أمراً آخر أراد ما نعمتُ به والدة حنونة |