Ekolojiyi yok edebilirsiniz, ya da onları sevgi ile dönüştürebilir, ve sulardan ve ağaçlardan yeniden hayat oluşturabilirsiniz. | TED | يمكنك تدمير البيئة، أو تتوجه إليها بالحب وتعيد صناعة الحياة من المياه والأشجار. |
Tanrı, mutluluğunuzu sevgi ile öldürdü. | Open Subtitles | لقد وجدت السماء الوسيلة لقتل سعادتكما بالحب |
O zaman tüm negatif... ve yıkıcı düşünceleri... bir tarafa bırakalım... ve dönüp kendimize sevgi ile bakalım. | Open Subtitles | إذندعنانرمي.. كلفكرةسلبيةهدامةنفكر بها.. وننظر لأنفسنا بالحب |
Babamin eziyet ederek yaptigi seyi o sevgi ile yapti. | Open Subtitles | و ما فعله والدي بوحشيّة فعلتْه هي بالحبّ |
Babamın eziyet ederek yaptığı şeyi o sevgi ile yaptı. | Open Subtitles | و ما فعله والدي بوحشيّة، فعلتْه هي بالحبّ. |
sevgi ile ilgilidir ve keder tarafından tıkanır. | Open Subtitles | أنها تتعامل مع الحب وتعترض من قبل الأسى |
Onlara sevgi ile bak... Onların kalbinin içine bak... | Open Subtitles | انظر اليهم مع الحب انظر الى قلوبهم |
Eskilerimize duyduğumuz sevgi ile alakalı bu saçmalık altın madeni gibi. | Open Subtitles | هذا الهراء بشأن أننا نحب زوجاتنا السابقات إنه لأمر ممتاز |
sevgi ile dolu, tutkulu biri, kimsenin baş edemeyeceği bir güçtür. | Open Subtitles | إن الشخص العاطفي المغذّى بالحب هو قوّة لا يمكن لأحد أن يهزمها. |
Yarattığınız korku yerine, sevgi ile yaşamayı tercih ediyorsunuz. | Open Subtitles | أنت تعيش أكثر بالحب ومن الخوف تحصل على الإلهام |
Ama bu zorluklar sadece sevgi ile çözülebilir. | Open Subtitles | هناك صعوبة تنتظر. لكن هذه المصاعب يمكن أن تحل فقط بالحب. |
Fakat özgürlük, dünyevi hazlara kapılmanıza değil, birbirinize sevgi ile hizmet etmenize neden olsun." | Open Subtitles | لا تجعلى الحرية فقط فى جسدك ولكن اخدموا بعض بالحب |
Bilirsiniz, Fitzgerald "Cennein Köşesi" eserinde Princeton'dan büyük sevgi ile bahseder. | Open Subtitles | انت تعلم,ان فيتزجيرالد كتب بالحب الكبير حول برينستن في"هذا الجانب من الجنة |
"sevgi ile kapanır ağzı ismini anmadan önce". | Open Subtitles | بالحب الذى يغلق فَمّه قبل ذكر الاسم ". |
Çoğu insan sevgi ile dünyaya gelmiş. | Open Subtitles | اكثر الناس مخدوعين بالحب. |
Sizin gibi hala sevgi dolu bir çiftin evini sevgi ile doldurabilecek bir yol bulabileceğine eminim. | Open Subtitles | لكن، ثنائي جميل مثلكم متأكد بأنكم ستجدون طرقاً لتملئون منزلكم بالحبّ. |
sevgi ile sulandırdım. Ve tuvalet suyunu geri dönüştürdüm. | Open Subtitles | أعدت ترطيبه بالحبّ ومياه المرحاض المعاد تدويرها |
Ew, bu çok sevgi ile damlıyordu. | Open Subtitles | إو، الذي كان يقطر حتى مع الحب. |
Sen, sevgi ile yemek yapmak, güzel yemek. | Open Subtitles | تطبخين مع الحب .. طعام جيد |
Eskilerimize duyduğumuz sevgi ile alakalı bu saçmalık altın madeni gibi. | Open Subtitles | أننا نبلي حسناً هذا الهراء بشأن أننا نحب زوجاتنا السابقات إنه لأمر ممتاز |