İki dakika içerisinde tren yolu hattı seviyesine kadar çıktı ve hat seviyesini geçene kadar yaklaşık 100 metre koştuk. | TED | و قد وصلت إلى مستوى السكك في خلال دقيقتين و بدأت تغطيها، في تلك الاثناء كنا قد ركضنا حوالي 100 متر |
25. bölgeyi azaltabiliyorduk, normal seviyesine kadar düşürebiliyorduk. Ve beynin ön loblarını tekrardan devreye sokabiliyorduk ve gerçekten ağır depresyonlu bu hastalarda oldukça göze çarpan sonuçlar alıyorduk. | TED | أستطعنا أن نثبط المنطقة رقم 25 إلى مستوى نشاط طبيعي أكثر و استطعنا إعادة تشغيل الفصوص الأمامية من الدماغ و بالفعل نحن نرى ننائج جداً مذهلة في هؤلاء المرضى الذين يعانون من اكتئاب قاسٍ |
Veri saklanmış çoğu depolama araçları on yıldan daha az ömre sahiptir, bilim insanları malzemelerin fiziksel özelliklerinden kuantum seviyesine kadar yararlanmaya çalışıyorlar, bellek aygıtlarını daha hızlı, küçük, ve daha dayanıklı kılma umuduyla. | TED | مع البيانات على معظم وسائط التخزين الحالي بتوقع أقل من عشر سنوات يعمل العلماء على استغلال خصائص المادة الفيزيائية وصولاً إلى مستوى الكم وتأمل في صنع أجهزة ذات ذواكر أسرع وأصغر وأكثر متانه |
Kahverengi Cüppe seviyesine kadar çıktım. | Open Subtitles | وصلت إلى مستوى "براون تابارد".ـ |
Bir süredir, GPS sinyalinin taşıyıcı fazına dikkat edilirse ve internet bağlantısı varsa, o zaman metre seviyesinden santimetre seviyesine, hatta milimetre seviyesine kadar konum belirlemenin olduğu biliniyor. | TED | منذ فترة من الوقت ، ونحن نعلم بأنه إذا تنبهت إلى إشارة الناقل في أجهزة الـ GPS ولديك إتصال إنترنت ، فإنه يمكنك الإنتقال من مستوى دقة بالمتر إلى مستوى دقة بالسنتيمتر ، بل يصل إلى ميليميتر . |