Siz fantazi dünyanızı seviyorsunuz, sahte Disneyland deneyimlerinizi. | TED | تحبون بيئاتكم الخيالية، أوهامكم، تجاربكم في ديزني لاند. |
Siz çocuklar atlayışlarımı seviyorsunuz, ben de bundan hoşlanıorum ama bu çok kolay. | Open Subtitles | أنتم تحبون قفزاتي، وأنا ممتن لذلك ولكن ذلك سهل للغاية |
İkiniz de nesneleri seviyorsunuz, gizlice anlaşan sevgililer gibi. | Open Subtitles | كلاكما تحبان أمورا مثل العشاق المتخاصمين |
Belli ki birbirinizi seviyorsunuz. Nesiniz siz, kardeş mi? | Open Subtitles | من الواضح أنكما تحبان بعضكما ماذا أنتم، أولاد عم؟ |
Elinizi sarmakla iyi bir şey yapmamışım. Siz acı çekmeyi seviyorsunuz. | Open Subtitles | لم تفعل أيّ شيء جيد لمعالجة تلك اليدّ تحبّ المعاناة |
Şunu da biliyorum ki ikiniz de birbirinizi çok derinden seviyorsunuz. | Open Subtitles | أعرف أيضا،انتم الإثنان تحبّان بعضكما كثيرا |
Öbür adamı benden daha çok seviyorsunuz diye ortadan kaybolmamı isteyemezsiniz! Hayatımın yarısını sizin için feda ettim! | Open Subtitles | لا يمكنكم أن تطلبوا مني أن أختفى لأنكم تحبون شخصًا آخر.. |
Sizin gibiler, var oluşun rastlantısallığını reddeden bütün hikayeleri seviyorsunuz. | Open Subtitles | أنتم أيها القوم تحبون أي قصة تُنكر عشوائية الوجود |
SizAmerikanlarçalışmayı, aşktan daha çok seviyorsunuz | Open Subtitles | انتم الامريكيين تحبون العمل اكثر مما تحبون انتم الحب |
Ve siz ikiniz madem bu devasa hayvanları çok seviyorsunuz, onlarla beraber mutlu bir yaşam dilerim. | Open Subtitles | وبما أنكم كلاكما تحبون أولئك الوحوش الهمجية كثيراً أستمتعوا بالعيش معهم |
seviyorsunuz çünkü bu dram ile besleniyorsunuz. Bayılıyorsunuz buna. | Open Subtitles | و أنتن تحبون هذا الأمر لأنكن تعيشون في المأساة |
Amigoluğu seviyorsunuz. Bundan kaçmayın. Bunu söyleyebilirsiniz. | Open Subtitles | تحبون التشجيع لا تهربوا منه هذا مكان آمن |
Söylemeye çalıştığım şey şu Eğer ben, siz ikiniz birbirinizi seviyorsunuz diyebiliyorsam gerçekten birbirinizi seviyorsunuzdur. | Open Subtitles | هذا ما على قوله لو أنتما تحبان بعضكما فيجب أن تسامحا بعضكما |
Birbirinizi seviyorsunuz, ve önemli olan da bu. | Open Subtitles | انتما الاثنان تحبان بعضكما البعض ، وهذا هو المهم. |
İkinizde siyah beyaz filmleri seviyorsunuz. | Open Subtitles | فكلاكما تحبان تلك الأفلام القديمة بالأبيض والأسود |
Şunu da biliyorum ki ikiniz de birbirinizi çok derinden seviyorsunuz. | Open Subtitles | أعرف أيضا،انتم الإثنان تحبّ بعضهم الآخر كثيرا |
Siz kızlar kıpraşmayı seviyorsunuz, değil mi? | Open Subtitles | أنتما تحبّان التحرّك كثيرًا أثناء النوم, أليس كذلك؟ |
Demek ki onu seviyorsunuz ve eminim o da bunu çok takdir ediyor. | Open Subtitles | هذا يثبت بأنكم تحبونه وأنا واثق بأنه يقدّر ذلك |
Aşk romanlarını seviyorsunuz. Cazibelerini hiç anlamamışımdır. | Open Subtitles | تحبّين قراءة الروايات الرومنسية لم أفهم أبدًا فائدتها |
Beni gerçekten seviyorsunuz. | Open Subtitles | تحبوني حقاً |
Siz uzun süredir birbirinizi tanıyorsunuz Karan'ın nesini seviyorsunuz? | Open Subtitles | انتم تعرفون بعضكم منذ فترة طويلة... . ما الذي تحبيه في السيد كاران ؟ |
Adamlarımızın arkasında duruşumuzu seviyorsunuz. | Open Subtitles | أنت تُحب الطريقة التي نهتم عن طريقها بُعملائنا |
Peki liderinizi uçan bisikletlere sahip olmaktan daha mı çok seviyorsunuz? | Open Subtitles | حسناً إذاً، أتحبون القائد، أكثر من الحصول على دراجات طائرة جديدة بعلامتها التجارية الخاصة؟ |
Şimdi, söyleyin bakalım, Leydi Bryan'ı seviyorsunuz, değil mi? | Open Subtitles | الآن, أخبرني أنت تحب السيدة براين, أليس كذلك؟ |
Siz kadinlar bu yuzden bizi seviyorsunuz. Sizlerle ugrasmayi seviyoruz. | Open Subtitles | لهذا أنتم النساء تحبوننا نحن كالمشاريع التي تتولون أمرها |
Beni seviyorsunuz çünkü yaşayan en iyi vurucuyum. | Open Subtitles | أنتم تحبونني لأني أحد أفضل الرماة الأحياء |
Sürekli kavga ediyorsunuz ve tartışıyorsunuz ve... barışıyorsunuz ve siz böyle olmasını seviyorsunuz. | Open Subtitles | أنتم دوماً تتشاجرون و تتجادلون وتتصالحون, و هذه هي الطريقة التي تحبونها |
Oyuncaklarınızın hangi yönünü seviyorsunuz? - Özeller. | Open Subtitles | ماذا يعجبكم في الدمى؟ |