Son zamanlarda çok sık seyahat ediyordu. "İş gezisi" diyordu. | Open Subtitles | .لقد كان يسافر كثيراً مؤخراً، رحلات عمل على حد قوله |
Polis inanmadı.... çünkü o, sahte pasaportla seyahat ediyordu. | Open Subtitles | الشرطة كانت غاضبة لأنه كان يسافر تحت هويه و جواز سفر مزيفيين |
Çünkü sahte pasaportla seyahat ediyordu. | Open Subtitles | لأنه كان يسافر تحت هويه و جواز سفر مزيفيين |
Kalacaktı ama seyahat ediyordu. Karavanı vardı. | Open Subtitles | كان من المفترض عليها ذلك ولكنها كانت تسافر وكان معها مقطورة |
Bir takma isim kullanarak seyahat ediyordu... Frances Houseman. | Open Subtitles | وهي تسافر تحت اسم مستعار فرانسيس هوسمان |
- Lütfen onu dinlemeyin. Beni korumak için benimle seyahat ediyordu. | Open Subtitles | هي تسافر معي إلى إحمني. |
"lobotomobil" adını verdiği minibüsle tıp merkezlerinin işlemlerini canlandırmak üzere bütün ülke boyunca seyahat ediyordu. | Open Subtitles | الطبيب كان يسافر عبر البلاد ،في سيارة يطلق عليها السيارة الجراحية لينشر الطريقة إلى المراكز الطبية. |
Ama A.B.D.nin bu ülkelerden hiçbirinin tarımına bir ilgisi yok. Belli ki casusluk işi için seyahat ediyordu. | Open Subtitles | لكنّ، الحكومة الأمريكيّة ليست لها مصالح زراعيّة بهذه المدن . من الواضح أنه كان يسافر لأجل عمله الجاسوسيّ |
Percy devlet işleri için dünyanın her yerine seyahat ediyordu. | Open Subtitles | (بيرسي) كان يسافر للعملِ الحكوميِ في ذلك الجزء من العالم |
Söyleyebileceğimiz kadarıyla, yalnız seyahat ediyordu. | Open Subtitles | ما علمنا به أنّه كان يسافر بمفرده. |
- Kızıyla mı seyahat ediyordu? | Open Subtitles | كان يسافر مع ابنته؟ |
Ama kankan General Drago'ya göre yalnız seyahat ediyordu. | Open Subtitles | .بإستثناء ووفقاً لصديقك الجنرال (دراغوا) إنه كان يسافر لوحده |
seyahat ediyordu ve neredeyse yolun dışına çıktı Fort Lauderdale... | Open Subtitles | كان يسافر تقريبا خرج عن الطريق... "فورت لودرديل"... |
-Belki günlerce seyahat ediyordu. | Open Subtitles | -ربما كان يسافر طيلة الوقت |
Bir kuş ile seyahat ediyordu. | Open Subtitles | حيث كانت تسافر مع طير |
Hemen hemen bir yıldır bizimle beraber seyahat ediyordu. | Open Subtitles | -و التي كانت تسافر معنا لمَ يقرُب عاماً . |
İş için tek başına seyahat ediyordu. | Open Subtitles | تسافر وحدها للعمل |