Afganistan'a Seyahatlerim çok uzun yıllar önce ülkemin, anavatanımın doğu sınırında, Polonya'da başladı. | TED | رحلاتي الى افغانستان بدات منذ سنوات مضت على الحدود الشرقية لبلدي, موطني ,بولندا |
Biz sadece gözlemciyiz. Seyahatlerim boyunca sadık kaldığım tek kural budur. | Open Subtitles | نحن مراقبين فقط وهذه قاعدة لدي طوال رحلاتي |
Bu bölgeye yaptığım tüm Seyahatlerim boyunca sadece, bana gösterilen sıcaklığı ve evimde olduğumu hissettim ve güzel ülkelerinde harika zamanlar geçirdim. | Open Subtitles | من خلال رحلاتي في جميع أنحاء هذه المنطقة ، فلقد شعرت بالدفء كأنني في بيتي و لقد أتيحت لي فرصة ممتازة في بلادهم الجميلة. |
Seyahatlerim sırasında benim gibi bir kızla tanıştım. Ama o istediğini yaptıracak birini bulamamıştı. | Open Subtitles | وأثناء سفري قابلت فتاة مثلي تماماً تبحث عمن يجعل منها لوحة فنية |
Seyahatlerim boyunca Afrika'nın Serengeti düzlüklerinde Masai adında bir kabile ilgimi çekti. | Open Subtitles | أثناء سفري من خلال سهول سيرينجيتي أفريقيا , أصبح ل مفتون مع قبيلة تسمى ماساي . |
Ama Seyahatlerim bana öğretti | Open Subtitles | ولكن سفرياتي علمتني |
Seyahatlerim bana modern teknolojinin bir avantajı olduğunu gösterdi. | Open Subtitles | رحلاتي لقد علمني أن الحديث التكنولوجيا لديها ميزة واحدة - |
Belki döndüğümde, Seyahatlerim hakkında bir kitap yazabilirim. | Open Subtitles | ربما عندما اعود سوف اكتب كتبا عن رحلاتي |
Aksanım Seyahatlerim vasıtasıyla çok renklendi. | Open Subtitles | لكنتي تلونت .لكثرة رحلاتي |
Seyahatlerim esnasında, geleceği gördüm. | Open Subtitles | في رحلاتي رأيت المستقبل |
- Seyahatlerim kayıtlı zaten. | Open Subtitles | رحلاتي إنها من السجلات العامة |
- Seyahatlerim kayıtlı zaten. | Open Subtitles | رحلاتي إنها من السجلات العامة |
Seyahatlerim hakkında yazmak istiyorum. | Open Subtitles | أرغب أن أكتب عن رحلاتي |
Ne yazık ki, Seyahatlerim beni işe yaramaz biri yapıyor. | Open Subtitles | للأسف، سفري يبقيني غير مفيد |
Ya benim Seyahatlerim ya da Nigel'ın okulu. | Open Subtitles | دومًا تنفق على سفري أو تعليم (نايجل). |
Ama Dalgagüdücü'deki Seyahatlerim sırasında öğrendiğim bir şey varsa o da zamanın bize genellikle istediğimiz şeyi vermediğidi ama ihtiyaç duyduğumuz şeyi verme konusunda gayet becereikli olduğudur. | Open Subtitles | ولكن إن كان هناك شيئاً واحداً تعلمته في سفري على (وايفرايدر)، أن الوقت في أحيان كثيرة لا يعطينا ما نريده. ولكنه ببراعة يعطينا ما نحتاج إليه. |