Çocuk üzerime gelene kadar silahı olduğunu bile bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أكُن أعرف حتى أنه سلاح حتى انطلق الرجل نحوي |
Başkan Palmer'ın nükleer savaş silahı olduğunu doğruladığı | Open Subtitles | فيما اكد الرئيس "بالمر" أنه سلاح نووي |
Brennan, cinayet silahı olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | تقول (برينان) أنه سلاح الجريمة |
Peki ne yapacaksın? Vücudunun ölüm silahı olduğunu mu iddia edeceksin? | Open Subtitles | أستجعَل الجسَد هو سلاح الجريمة؟ |
Cinayet silahı olduğunu mu düşünüyorsun? | Open Subtitles | هل تعتقدين أن ذلك هو سلاح الجريمة ؟ |
silahı olduğunu nasıl bildin? | Open Subtitles | كيف تعرف بأنه يحمل مسدس ؟ |
Balistik sonuçları, ölü esrarkeşin üzerinde bulduğumuz silahın Evan Durbor'ın ölümünde kullanılan cinayet silahı olduğunu ve oğlu Chris'i yaralayan alet olduğunu doğruladı. | Open Subtitles | أكد قسم المقذوفات أن المسدس الذي وجدناه مع المدمن هو سلاح الجريمة المستخدم في قتل (إيفان دانبار) وإصابة ابنه (كريس) |
Silahı vardı. silahı olduğunu gördüm. | Open Subtitles | لقد كان يحمل مسدس |