Pazartesi günü... müvekkilim polis tarafından alınarak... silahlı soygun zanlısı olarak sorguya çekildi. | Open Subtitles | يوم الأثنين تم القبض على موكلى بواسطة الشرطة للإشتباه فى سطو مسلح |
Başarısız bir silahlı soygun girişiminin ardından, biri ölü üç hırsız ele geçirildi. | Open Subtitles | قتل مجرم وألقى القبض على اثنين فى سطو مسلح فاشل |
Ölümcül bir patojenle saldırarak silahlı soygun yapmanın cezası ne biliyor musun? | Open Subtitles | وهل لديك فكرة عن العقوبة جراء السطو المسلح والأعتداء البايولوجي على ممرض؟ |
Soygun, silahlı soygun saldırı, ölümcül silahla saldırı, silahlı soygun. | Open Subtitles | السطو, السطو المسلح أعتداء, أعتداء بأستخدام أسلحة مميتة, والسطو المسلح |
silahlı soygun olayına rastladım. | Open Subtitles | لقد ورطت نفسي في سرقة مسلحة هل أصبت أحدا ؟ |
Bu adam gerçek bir iş silahlı soygun, haneye tecavüz... | Open Subtitles | أنه رجل خطير جدا سرقة مسلحة ، أجتياح المنازل |
Rehin alma, silahlı soygun. Beni gömecekler. | Open Subtitles | سيقبضون على متلبسا بالاختطاف و السرقة المسلحة سيدفنوننى |
Serseri kardeşinin üç sabıkası var. Biri silahlı soygun. 1 7 yaşında. | Open Subtitles | لديه ثلاث أسبقيات واحدة واحدة منها سطو مسلح عمره سبعة عشر عاماً في الثانوية |
silahlı soygun, tecavüz ve saldırıdan ötürü daha hapisten şartlı tahliye ile yeni çıkmış. | Open Subtitles | تم إطلاق سراحه بعد قضاء عقوبة : سطو مسلح وإغتصاب و تهديد بالقتل |
Onunda da dosyası kabarık. silahlı soygun, gasp, adam kaçırma. | Open Subtitles | وتاريخه أسوأ بكثير منها , سطو مسلح وابتزاز وإختطاف |
Az önce Güney Kelvin'de gerçekleşen koordine bir silahlı soygun haberi aldım. | Open Subtitles | لقد حصلت الآن على تقرير عن عملية سطو مسلح "في جنوب "كيلفن |
Güney kesiminin patronuydu. Bahis, tefecilik, gasp, silahlı soygun. | Open Subtitles | مراهنات,قروض بفوائد فاحشة, ابتزاز, سطو مسلح |
Sicilinde tekne hırsızlığı ve silahlı soygun bulunuyor ve FBI'daki dosyasına göre işlerini kimliği belirsiz suç ortağıyla yapmayı seviyor ortağı da aradığımız hırsızın eşkaline tam uyuyor. | Open Subtitles | لديها سجل إجرامي صغير لسرقة قارب و سطو مسلح وإستناداً للصحيفة, الإف بي أي إحتجزوها |
Heflin Piers, silahlı soygun, şantaj ve gasp suçlarından aranıyor. | Open Subtitles | هيفلن بييرز مطلوب بتهمة السطو المسلح و التهريب و الابتزاز |
Kocası ise silahlı soygun suçundan dolayı San Lois Obispo Hapishanesinde tutuklu bulunuyor. | Open Subtitles | بتهمة السطو المسلح في سجن سان لويس أوبيسبو |
İçerdekiler için silahlı soygun saygı duyulan bir suçtur. | Open Subtitles | السطو المسلح هو جريمة محترمة بين السجناء |
silahlı soygun yapacak bir adamı durdurmak için vurdu. | Open Subtitles | لقد أطلق النار على رجل كان سيرتكب سرقة مسلحة |
Cinayet teşebbüsü, silahlı soygun ve bir sürü başka şeyden tutuklusun. | Open Subtitles | أنت رهن الاعتقال لمحاولة قتل, سرقة مسلحة وكل الأشياء الاخرى. |
11'i silahlı soygun. 3 kere mahkum olmuş. | Open Subtitles | 11مرة من أجل سرقة مسلحة 3أحكام |
Rehin alma, silahlı soygun. Beni gömecekler. | Open Subtitles | سيقبضون على متلبسا بالاختطاف و السرقة المسلحة سيدفنوننى |
Aaron Pulaski, silahlı soygun ve darptan hapis yatmış. | Open Subtitles | أتهم ذات مرة بالسطو المسلح والضرب وكان أيضًا بطل في الملاكة للوزن المتوسط |
O günden beri saldırı, hırsızlık ve iki tane silahlı soygun suçlarından içeri girmiş. | Open Subtitles | في الثانية عشرة من عمره, ومنذ ذلك الحين حُبِس بتهم الاعتداء, والسطو, وبعض السرقات المسلحة. |
- O da silahlı soygun suçlusu olurdu. | Open Subtitles | أنعطفى إلى اليسار ناثين جونيور كان سيتورط فى وسائل سرقة مُسلحة |
Haraca kesme, şantaj yapma, silahlı soygun gibi suçlardan şüpheli. 16 farklı itham var. | Open Subtitles | السلب، اِبتزاز الأموال، يُشتبه به في عمليّة سطو مُسلح. رأيتُ 16 تُهمة مُختلفة. لمْ يصمد منها أيّ واحدة. |
Philadelphia'da silahlı soygun. | Open Subtitles | سرقة بقوّة السلاح في مدينة "الحب الأخوي" (يقصد فيلادلفيا) |