silikondan daha yumuşak. Su damlası şeklinde. | Open Subtitles | أنعم من السيليكون و يتشكل مثل قطرة الماء |
Ben, silikondan yapılmış, parazit bir yaşam formuyum. | Open Subtitles | أنا، شكل من أشكال الحياة الطفيلية القائمة على السيليكون. |
Duyguların yalnızca bağışanabilir değil, ayrıca... ..silikondan yapılmış karbon bazı varlıkların asla kavrayamacağı... ..hayatın anlamında. | Open Subtitles | مشاعرك فقط يمكن مسامحتها فَهُم معنى الحياة التي فقط يمكن فهمها من من الكيانات قبل السيليكون |
Sağdaki nesnenin yapılması için ise bir çok malzemenin bir araya gelmesi gerekli silikondan metale ve plastige, vb. | TED | الأداة التي على اليمين صُنعت من مزيج رائع من المواد المختلفة , من السيليكون والمعدن والبلاستيك وغيرها . |
Bu silikondan bahsediyoruz. Kaplayacağımız materyalden. | Open Subtitles | هذا ما يهمنا السيليكون التغليف، المادة |
Su soğudukça iyonlar, oksijen ve silikondan kuvars kristalleri, potasyum, alüminyum, silikon ve oksijenden feldspat, kurşun ve kükürtten galenit, mineral kristaller olarak yağarlar. | TED | عندما تبرد المياه، تترسب الأيونات مشكلةً بلورات معدنية، بما فيها بلورات الكوارتز المكونة من السيليكون والأكسجين، الفلسبار المكون من البوتاسيوم، والألمنيوم، والسيليكون، والأكسجين، الجالينا المكون من الرصاص والكبريت. |
İçinize giren iki parmak bir inch çapındadır bir buçuk inch de üç parmak, silikondan yapılanlar kolayca temizlenebilir, böylece paylaşabilirsiniz. | Open Subtitles | بطول " بوصة " مترية وبضخامة اصبعين تدخل فيك وهناك مقاس عرض بوصتين وثلاث أصابع تدخل فيك السيليكون هو أسهل تعقيماَ ويمكنكما مشاركته |
silikondan yapılmıştı. | Open Subtitles | لأنها مصنوعة من السيليكون |
Çok ince silikondan yapıldı. | Open Subtitles | هو مصنوع من "السيليكون" الرقيق جدا |
- silikondan yapılanlar bunlar. | Open Subtitles | كلّ ماهو مصنوع من السيليكون. |