sivrisineklerin şarkılarını nasıl yaptıklarını araştırmak istedik. | TED | لذا نودُّ أن نتحرّى كيف يُصدِر البعوض أغانيه. |
Bu hastalık enfeksiyon kapan sivrisineklerin insanları ısırmasıyla bulaşır ve muhtemelen insanlığın başına bela olmuş en eski hastalıktır. | TED | تنتقل الملاريا عبر عضّات البعوض المصاب وتعدّ أقدم جائحةٍ تحلّ بالبشرية |
İngiliz ordusunda cerrah olan Ronald Ross sıtmayı sivrisineklerin taşıdığını tam da bu zamanda keşfetti. Önceden düşünüldüğü gibi mikroplu hava bu hastalığa sebep olmuyordu. | TED | عندما اكتشف طبيبٌ في الجيش البريطاني يدعى رونالد روس أنّ عدوى الملاريا تنتقل بواسطة البعوض وليس عبر الهواء الفاسد أو بخار المستنقعات، كما ساد الاعتقاد |
Sıtma örneğinde ise, istedğimiz şey sivrisineklerin giremediği evler yapmak. | TED | فى حالة الملاريا, ما نود فعله هو بيوت مضادة للبعوض |
Dolayısıyla bu parazit başedilmesi güç bir yaşam formu tam anlamıyla sivrisineklerin olduğu gibi. | TED | فالطفيلي يمثّل تحديًا علميًّا جسيمًا وكذلك البعوضة الناقلة للمرض |
Kuru sezonda neredeyse yok oluyor. Çünkü sivrisineklerin üreyecekleri bir yer yok. | TED | إنه تقريبا يختفي في موسم الجفاف. لا يوجد مكان يتكاثر فيه الناموس. |
Sorun şu ki planın başarılı olması için yabani sivrisineklerin 10 kat fazlasını doğaya salman gerekir. | TED | والمشكلة هي أنه عليك أن تُطلِقَ حرفياً، 10 أضعاف عدد البعوض الموجود بالفعل، لتنجح الفكرة. |
Şimdi, sıtma hastalığı sivrisinekler yoluyla bulaşır, ve eğer sıtma mikrobu ile enfekte olduysanız kendinizi hasta hissedersiniz, bu da sivrisineklerin sizi ısırmasını kolaylaştırır. | TED | الآن, الملاريا تنتقل عن طريق البعوض, و من الطبيعى إذا كنت مصاباً بالملاريا, و تشعر بالتعب, هذا يجعل من السهل على البعوضة أن تلدغك. |
Böylece buradaki sıtma sıklığının yanı sıra, hangi sivrisineklerin sıtmayı taşıdığını da bilecektik. | TED | بهذه الطريقة لم نكن قادرين على تحديد مدى انتشار الملاريا وحسب وانما معرفة أي أنواع البعوض كانت تحمل الملاريا. |
Öncelikle sivrisineklerin kümeler halinde çiftleştiklerini söylemem lazım. | TED | أولًا، أريد أن أخبركم أن البعوض يتقابل فيما نسميه أسراب. |
Ama belki de sivrisineklerin kan ile, insan kanı ile besleniyor olduğu gerçeği, onların dünyanın en tehlikeli hayvanı olmalarının nedeni. | TED | ولكن ربما لأن البعوض يتغذى على الدم، الدم البشري، هذا هو السبب في كونهم أخطر حيوان على وجه الأرض. |
Soğuk havanın ve dev sivrisineklerin arasında... ..onları biraz özlemiştim sonra onlardan daha çok özlediğim bir şey gördüm. | Open Subtitles | بين الهواء البارد و البعوض العملاق افتقدتهم قليلاً لكن عندها رأيت شيئاً أفتقده أكثر |
İşim bittiğinde kurbağalar sivrisineklerin icabına bakacaklar. | Open Subtitles | وعندما أنتهي ستتولى الضفدعتين أمر البعوض |
Biz de çıplak bir gönüllüyü büyük bir kafesin içerisine koyarak bir deney hazırladık ve sivrisineklerin vücudun neresinden ısırdıklarını gözlemlemek için kafesin içine sivrisinekleri saldık. | TED | لذلك أعددنا تجربة حيث وضعنا متطوعًا عاريًا فى قفص واسع، و فى هذا القفص أطلقنا سراح البعوض لكى نرى فى أى جزء من أجزاء الجسم سيلدغ البعوض هذا الشخص. |
Böyle alanlar sivrisineklerin rahatlıkla çoğaldığı yerlerdir. | TED | وفي هذه المناطق، يتكاثر البعوض |
sivrisineklerin sayısı, favorileri olan lastik tekerlek gibi binlerce yıl çözünmeyen yapay ortamlarında durmadan katlanırdı. | TED | وسيتضاعف البعوض بلا نهاية في واحدةٍ من الحاضانات المفضلة له من صنع الإنسان الإطارات المطاطية، التي ستدوم لألف عامٍ تقريبًا. |
Bazı bilimadamları da sivrisineklerin o kadar da önemli olmadığını söylüyor. | TED | ولكن يقول بعض العلماء أن البعوض ليس بهذه الأهمية . |
Eğer tek bir sıtma karşıtı gen sürücüyü, sıtma taşıyan Anofel cinsi sivrisineklerin sadece %1'ine koyarsanız araştırmacılar, bunun bir sene içinde tüm popülasyona yayılacağını düşünüyor. | TED | إذا استطعت إضافة الجين المضاد للملاريا إلي 1 بالمئة فقط من بعوض الأنوفليس، النوع الذي ينقل الملاريا، قدّر العلماء أنه سينتشر بين كل البعوض في غضون سنة. |
Meslektaşlarım şunu gösterdi ki, sivrisineklerin bu öldürücü maddeleri almaları için iki veya üç yer belirlerseniz, bu sürüleri sadece üç ay içinde yok edebilirsiniz. | TED | وقد أثبت زملائي أنه عند نصب موضعين أو ثلاث يمكن للبعوض الذهاب إليها والتقاط هذه المواد القاتلة، فيمكننا سحق هذه المستعمرات في غضون ثلاث أشهر. |
Pantolonlarımızı yukarı sıyırıp sivrisineklerin bizi ısırmak için gelmesini bekliyorduk. Böylece onları yakalayıp sıtma taşıyanları tespit edebilecektik. | TED | كنا نُشمّر ملابسنا، وكنا ننتظر قدوم الناموس ليقوم بلدغنا حتى نتمكن من الإمساك بهم لنتحقق إن كانوا يحملون الملاريا. |