Sen sokakta yürürken, küçük çocuklar karınca sürüsü gibi dağılıyordur. | Open Subtitles | أُراهنُ أنّ الأطفال ينتشرون كالعرباتِ الصغيرة عندما تمشي في الشارع. |
sokakta yürürken daha iyi olmakla başla. | TED | ابدأ بأن تكون أفضل عندما تمشي في الشارع. |
Sen sokakta yürürken, gören herkes seni tanıyacak. | Open Subtitles | سيكون بمقدورك أن تمشي في الشارع و الناس سيعرفون اسمك |
Avrupa'daki direnişçilere, sokakta yürürken dikkat çekmeyecek insanlar lazım. | Open Subtitles | شبكات المقاومة في جميع أنجاء العالم وهي بحاجة لأشخاص لا يجذبون الإنتباه عندما يمشون بالشوارع |
Avrupa'daki direnişçilere, sokakta yürürken dikkat çekmeyecek insanlar lazım. | Open Subtitles | شبكات المقاومة في جميع أنجاء العالم وهي بحاجة لأشخاص لا يجذبون الإنتباه عندما يمشون بالشوارع |
Demek istediğim, sokağa çıkınca, sokakta yürürken etrafımda izdiham? | Open Subtitles | أَعْني محدش بيتجمهر ليا عندما أَتمشّى في الشارعِ |
Sonra sokakta yürürken bir kadın içimden geçti. | Open Subtitles | وكنت أمشي في الشارع عندما مرت تلك المرأة من خلالي |
Telefonları dinlemiyorlar. Bunu yapmadıkları için çok aptallar. sokakta yürürken boynunun arka tarafındaki sıcaklığı hissetmelisin. | Open Subtitles | كأنك لم تسمع النقرة على الهاتف انهم ليسوا أغبياء عندما تمشي في الشارع. |
Nereye baksam onu görüyorum. sokakta yürürken onu görüyorum markette onu görüyorum şu boruda dans ettiğini görüyorum. | Open Subtitles | فى كل مكان أنظر أراها ،اراها تمشي في الشارع أراها تتسوق في المتجر |
Ya da sokakta yürürken insanların size çarpmasını? | Open Subtitles | أو أن تمشي في الشارع ويتعثر الناس بكِ؟ |
Demişti ya, insanın işi, kafasına taktığı bir şapka gibidir ve pantolonu olmasa bile, sokakta yürürken götünden utanması gerekmez çünkü onun bir şapkası vardır. | Open Subtitles | أتعلم، أن العمل مثل القبعة التي تضعها على رأسك وحتـّى إن لم تكن ترتدي بنطالاً، فليس عليك أن تمشي في الشارع خجولاً من مؤخرتك لأنك تمتلك قبعة... |
sokakta yürürken kimse kimseyi rahatsız edemezdi, çünkü bunu Bumpy sağlardı. | Open Subtitles | كنت تمشي في الشارع ولا أحد يضايقك لأن (بومبي) كان يحرص على ذلك |
sokakta yürürken hiç kimse sana karışmazdı çünkü Bumpy vardı. | Open Subtitles | ...كنت تمشي في الشارع ولا أحد يضايقك لأن (بومبي) كان يحرص على ذلك |
Ya, sokakta yürürken, biriyle karşılaşırsam, anında, bir bakışta birbirimiz için yaratıldığımızı anlarsak ve Barbara Streisand ve Ömer Şerif gibi, ama bunun hakkında şarkı söylemek yerine, gidip tutkulu bir şekilde sevişmeye başlarsak? | Open Subtitles | الذي إذا أَتمشّى في الشارعِ... ... أَزْحفُإلىشخص ماونحن نَعْرفَ نحن نَعْني لبعضهم البعض... ... وهومثلباربراStreisand وعمر شريف... |
Canımı sıkan şeylerden biriydi sokakta yürürken bir bina inşaatında çalışan bazı gerzekler bana gülümsememi söyleyerek laf atarlardı. | Open Subtitles | إحدى أكبر مخاوفي هي عندما أكون أمشي في الشارع وأحمق ما في مكان البناء يقول لي أن أبتسم |
Elimde benzin bidonuyla sokakta yürürken birisi yanımda durdu. | Open Subtitles | وبينما كنت أمشي في الشارع وعلبة الوقود في يدي... |