"soktular" - Traduction Turc en Arabe

    • وضعوا
        
    • وضعوني
        
    • لسعت
        
    • داخل الحي
        
    • وَضعوني في
        
    • أبرحوكَ
        
    Onlara yardım etmeyi reddettiğimde kafasını oraya soktular işte. Open Subtitles هناك حيث وضعوا رأسه عندما رفضت المُساعدة
    14 yaşımdayken oraya bir çubuk soktular. Open Subtitles لقد وضعوا لى قضيب معدنى فى هذا المكان عندما كنت فى الرابعة عشر
    Beni yayına soktular, 45 dakika boyunca telefonla gelen soruları cevapladım. Open Subtitles لقد وضعوني على الهواء وأخذت الإتصالات لـ 45 دقيقة
    Eşek arılarının kovanını yakmak istedim, ama beni soktular Open Subtitles لقد أردت أن أحرق عش ذلك الزنبور لكني لسعت
    Önce, bir şekilde bombayı buraya soktular... daha sonra onu aktif hale getirmek için en iyi adamlarını yolladılar. Open Subtitles وعندما تأكدوا من أن القنبلة موجودة داخل الحي 13 وأنها ستبقى هناك، فاستدعوا أفضل رجالهم لإطلاقها
    Geldiğimde beni D bloktaki o karanlık hücreye soktular. Open Subtitles عندما وَصلت وَضعوني في زنزانة مظلمة. في المنطقة د.
    - soktular anne, soktular! Open Subtitles -أبرحوكَ" يا أمّي، "أبرحوكَ" "
    Buramdan bir tüp soktular ve sol koroner atardamarıma metal stent takıldı. Open Subtitles أنهم وضعوا أنبوبة هنا. ولديّ دعامة معدنية في شرياني التاجي الأيسر.
    Ve arabama lânet olası bir itfaiye hortumu soktular. Open Subtitles ثمّ وضعوا خرطوم الإطفائية في سيّارتي
    Zeke ve Kate bütün kariyerimi riske soktular. Evet. Open Subtitles "زيك و كايت" وضعوا سنين مماراستي للمهنة في خطر
    Sürekli "burası çok gürültülü tuvalet çok pismiş kulağıma tavuk kanadı soktular." falan diyorsun. Open Subtitles شكاوى كـ" إنّه صاخب جدّا" أو "الحمّام جدّ قذر" أو "لقد وضعوا جناح دجاجة في أذني" أقصد..
    Malafatlarını içine soktular. Open Subtitles لقد وضعوا أشيائهم الحاصة به
    İçime bir balon soktular, çok mühim sanki. Open Subtitles لقد وضعوا كرة في معدتي
    bana kralları gibi davrandılar, sıcak bir küvete soktular. Open Subtitles و حدث أغرب شيء رأيته وضعوني في إناء. كان إناء ساخن.
    Beni bir sürü yayların ,kıyafetlerin pek çok *tutu'nun arasına soktular. Open Subtitles وضعوني خلال الكثير من شرائط الشعر، الكثير من الفساتين، الكثير من التنورات القصيرة.
    Beni orada bulup bir arabaya soktular ve havaalanına götürdüler. Open Subtitles وجدوني هناك وضعوني في سيارة و أخذوني للمطار
    Arı kovanını yakacaktım ama beni soktular. Open Subtitles لقد أردت أن أحرق عش ذلك الزنبور لكني لسعت
    - Başka bir yerinizden de soktular mı? Open Subtitles هل انتِ متأكدة ؟ - هل لسعت في أي مكان آخر؟
    Önce, bir şekilde bombayı buraya soktular... daha sonra onu aktif hale getirmek için en iyi adamlarını yolladılar. Open Subtitles وعندما تأكدوا من أن القنبلة موجودة داخل الحي 13 وأنها ستبقى هناك، فاستدعوا أفضل رجالهم لإطلاقها
    Geldiğimde beni D bloktaki o karanlık hücreye soktular. Open Subtitles عندما وَصلت وَضعوني في زنزانة مظلمة. في المنطقة د.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus