Bir keresinde neredeyse kafasının kopup düşeceğinden öyle emindi ki, sol eliyle onu tuttu ve sağ eliyle de orkestrayı yönetti. | Open Subtitles | وذات يوم شعر بأن رأسه سوف يسقط وظل ممسكاَ به بيده اليسرى وباشر العمل باليمنى |
Ama sol eliyle bana tokat attı. | Open Subtitles | لكن كتبها بيده اليسرى لأنه يده اليمنى كانت في الجص |
Evet. Kız sağ taraftaymış. Adam sol eliyle hamle yapamıyor. | Open Subtitles | كانت على جانبه الأيمن، لا يستطيع التحرّك بيده اليسرى |
Ve diğer rüyanıza gelince Veera sol eliyle halledebilir! | Open Subtitles | ... أما عن هذا الحلم الآخر يمكن أن تفعله فيرا بيدها اليسرى ... |
Lamar Allen sol eliyle smaç yapıyor! Potaya ulaşıp topu bırakıyor. | Open Subtitles | ويسجل (لامار ألن) هدفاً - سددها مباشرة بالسلة - |
Penceredeki adam Ben Conrad olsaydı sol eliyle kendini vururdu. | Open Subtitles | لو كان الرجل الذي في النافذة (بن كونراد)، لأطلق النار على نفسه على الجانب الأيسر. |
Ama senin annenle baban sadece sol eliyle gözü kapalı düğüm atabiliyor. | Open Subtitles | ووالداك, يستطيعان عمل عقدة باليد اليسرى وعيناهما مغلقة، |
Sağ eliyle düşmanlarınızı yükseltiyor, ve size sol eliyle vuruyor. | Open Subtitles | انه يعتلي بأعدائك بيده اليمنى ويضرب بيده اليسرى |
Ondan imzalamasını istedim. Ve sol eliyle imzaladı. | Open Subtitles | لقد طلبت منه أن يوقع هذا ووقعه بيده اليسرى |
Bu adam sol eliyle yazı yazıyormuş. Avucunun sol kenarı ıslak mürekkebe temas etmiş. | Open Subtitles | هذا الشخص الذي كتبها بيده اليسرى وجانب راحة يده |
Yeteri kadar uzun değilmiş. sol eliyle selamlıyor. | Open Subtitles | ليس وقتا كافيا كما يبدو، إنه يحيي بيده اليسرى |
Demek ki sağ eliyle keserken sol eliyle de vücudu tutuyormuş. | Open Subtitles | ولذا فمن المفترض أنه يمسك جميع أجزاء الجسم لأخرى بقوة بيده اليسرى بينما ينشر بيده اليمنى |
O adam beni sol eliyle selamladı çünkü sağ eli bizi korumaya çalışırken el yapımı bir patlayıcı tarafından koparılmıştı. | Open Subtitles | ذاك الرجل حيّاني بيده اليسرى لأن يده اليمنى قُطعت في إنفجار قنبلة مصنوعة يدويًا وهو يؤدي واجبه لحمايتنا |
Mikrofonu sol eliyle tutuyordu ve sağ kolunda bir saat vardı. | Open Subtitles | انه يحمل الميكرفون بيده اليسرى ويرتدى ساعه فى يده اليمنى |
Bu resmi aslında ağır artriti olduğu için sol eliyle yapmış. | Open Subtitles | الحقيقة الطريفة بشأن هذه اللوحة أنّه رسمها بيده اليسرى. |
sol eliyle yazıyordu ve sağ eliylede sırtımı kaşıyordu. | Open Subtitles | كان يكتبُ بيده اليسرى ويحكُ ظهري بيمينه. |
- Bay Mustang yumruğu sol eliyle atıyor. | Open Subtitles | -أجل , والسيد "موستانج" يلاكم بيده اليسرى |
Ama bu defa sol eliyle çizdi. Bak. | Open Subtitles | لكن هذه المرة بيدها اليسرى انظري |
sol eliyle telefonunu almış galiba. | Open Subtitles | لابد وأنها إلتقطت جوالها بيدها اليسرى |
Penceredeki adam Ben Conrad olsaydı sol eliyle kendini vururdu. | Open Subtitles | يجب أن يموت شخص ما دائماً يا (نيكي). لو كان الرجل الذي في النافذة (بن كونراد)، لأطلق النار على نفسه على الجانب الأيسر. |
Birisinin sol ayağı aksıyor ve silahı sol eliyle kullanıyor. | Open Subtitles | ... واحديضعثقلهعلى قدمهاليسرى ويستخدم السلاح باليد اليسرى |