Hep buraya bana geleceğini düşünmüştüm, ama sekiz yıl sonra değil. | Open Subtitles | كنت دائما اعتقد انك ستعودين هنا ولكن ليس بعد ثمان سنين |
Yarışma haftaya, dokuz ay sonra değil. | Open Subtitles | المهرجان الاسبوع القادم وليس بعد تسعة اشهر |
Bütün ortaokulu canavarlık yaparak geçirdikten sonra değil. | Open Subtitles | ليس بعدما تمضين المدرسة الاعدادية مثل الوحوش |
Ve kullanıma açılacak olan teknoloji var, 10, 20 yıl sonra değil, hemen şimdi. | TED | وهناك تكنولوجيا قادمة عبر الانترنت، لا بعد 10 أو 20 سنة من الآن، بل حالاً. |
sonra değil. Şimdi. Profesyonel olmalıyım. | Open Subtitles | لا أعني لاحقاً بل أعني الآن أريد أن أكون محترفاً. |
Hayır... sonra değil, önümde ye, yoksa yemeyeceksin | Open Subtitles | ليس لاحقا ، ستأكلينه هنا أمامي ، وإلا ستبعدينه |
Hava yastığı kazadan sonra değil önce açılmış. | Open Subtitles | الوِسادة الهوائية تم تفعيلها قبل الإصطدام وليس بعده |
Bir değişikliğin 10 yıl sonra değil, beş yıl sonra değil, bugün olması şart. | TED | لا بد أن يحدث التغيير، ليس بعد عشر سنين من الآن، ولا بعد خمس سنين، ولكن من اليوم. |
Tabi, ve gelecekte, size havaalanına uçuştan bir buçuk saat önce varmanızı tavsiye ediyoruz, bir dakika sonra değil. | Open Subtitles | أكيد، ولكن للمستقبل ننصحك بالقدوم إلى المطار بساعة أو بنصف ساعة قبل رحلتك ليس بعدها بدقيقة |
Çünkü benim zamanımda, kutsama 1 Ocak'ta yapılırdı bir ay sonra değil. | Open Subtitles | لانه على ايامي البركة كان يتم طلبها في شهر يناير لا بعده بشهر |
Arkadaşını ateşli bir kızla yattıktan sonra ararsın, otuz bir çektikten sonra değil. | Open Subtitles | بعد ما قضيت وقت حميمي مع صديقتك تقوم بمكالمتي. ليس بعد الانتهاء منها |
Hayatımızda gerçekleşenleri anında gözden geçirmeliyiz, 10 dakika sonra değil, 1 hafta sonra değil, o anda. | TED | نحتاج ان نعالج ما يحدث في لحظة حدوثه و ليس بعد 10 دقائق, ليس بعد اسبوع, بل في اللحظة. |
Ölüm saati 11'den önce veya gece yarısından sonra değil. | Open Subtitles | لقد غادر الحياة ليس قبل الحادية عشر وليس بعد منتصف الليل |
Ben şimdi faydalı olmak istiyorum, sonra değil. | Open Subtitles | أجل وأريد أن أكون مفيداً لكن الآن وليس بعد ذلك |
Belki şimdi, ama devre arası kendinizi dans eden salaklar konumuna düşürdükten sonra değil. | Open Subtitles | ربما, لكن ليس بعدما تظهرون بمنظر الحمقاء الراقصين بعرض مابين الشوطين |
Hayır, hayır, hayır onun orada olduğunu anladıktan sonra değil. | Open Subtitles | كلا, ليس بعدما عرفت أنه هناك |
Bunun kazadan hemen sonra olduğunu düşünürsün, kazadan iki gün sonra değil. | Open Subtitles | عادةً نشكّ بأن لديها متلازمة الهرس بعد أن تسحق مباشرة، لا بعد يومين |
sonra değil. Şimdi. Profesyonel olmalıyım. | Open Subtitles | لا أعني لاحقاً بل أعني الآن أريد أن أكون محترفاً. |
- O paraya şimdi ihtiyacım var, sonra değil! | Open Subtitles | أريد مالي الآن، ليس لاحقا |
İstihbaratını bu olmadan önce toplamalıydın, sonra değil! | Open Subtitles | كان الوضع سيكون أفضل لو جمعت جهاز استخباراتك قبل أن يحدث هذا وليس بعده |