"sonucudur" - Traduction Turc en Arabe

    • نتيجة
        
    • نتاج
        
    Gençler arasında istenmeyen gebelikler cinsel aktivitenin bir numaralı olumsuz sonucudur. Open Subtitles بين المراهقين الحمل غير مرغوب به نتيجة سلبية من النشاط الجنسي
    Hayır, tavuz kuşunun kuyruğu dişi tavuz kuşları tarafından yapılan çiftleşme seçimlerinin sonucudur. TED لا، ذيل الطاووس الذكر هو نتيجة لاختيارات التزاوج التي اتخذتها الطاووس الأنثى.
    Büyük istek, samimi çaba ve zekice uygulamanın bir sonucudur. TED بل هو نتيجة للنية الحاسمة والجهد الصادق والتنفيذ الذكي.
    dünya genelinde sera gazlarına katkımızın yüzde on sekizlik bölümü ormanların yok olmasının sonucudur. TED ثمانية عشر بالمئة من إسهامنا في الانبعاثات الغازية الدفيئة في العالم هو نتيجة للتصحر.
    bilirim ki, bunlar benim yaratım sürecimin parçası ya da sonucudur. Open Subtitles و بطريقة غير قابلة للشرح أعلم بأنها نتاج تكوينيْ لهذا اليوم
    Tek gecelik başarı hikayeniz, o ana kadar hayatınızda yaptığınız her şeyin bir sonucudur. TED النجاح بين عشية وضحاها هو دائما نتيجة لكل شيء قمت به في حياتك حتى تلك اللحظة.
    Bu belirsizlik, iyi veya kötü ölçüm meselesi değildir; parçacık ve dalga doğalarının birleşiminin kaçınılmaz bir sonucudur. TED وهذا اللايقين لا يتعلق بسوء أو جودة القياس، ولكنه نتيجة حتمية تصاحب مزج طبيعتي الجسيم و الموجة.
    Ama suan deneyim ettigim fiziksel hisler aslinda daha cok temel zihin-vucut mekanizmasinin sonucudur. TED لكن الأحاسيس الجسدية التى أشهدها الآن هى فى الحقيقة نتيجة كبيرة للطريقة الأساسية لعمل الجسم والعقل
    Ancak günümüzde türlerin çeşitliliği şehirlerden, tarıma ve hatta Neandertal kuzenlerimizin kayboluşundan önce gelen bir ilişkinin sonucudur. TED لكن تنوع السلالات اليوم هو نتيجة العلاقة التي تسبق المدن والزراعة، وحتى اختفاء سلالة الإنسان البدائي لدينا.
    Bu, bilgisayar tabanlı geometrinin, mimik algılamanın, makina öğreniminin bir sonucudur. TED هذه نتيجة الرسم الهندسي، التعرف على الإشارات، وتدريب الحواسيب.
    İşlerin iyi gitmesi bilinçli planların sonucudur. Open Subtitles النعومة تكون دائماً نتيجة التخطيط المتعمد
    Zaman genişlemesi yoğun yerçekiminin sonucudur, bu da yakınlıkla doğru orantılı olarak... Open Subtitles حسناً سيدى بطأ الوقت هو نتيجة لشدة الجاذبية والتي تتناسب طرديا
    Bunlar hep bir travmanın sonucudur... ona birşeyler olmuş olmalı... ev sahipleri ona iyi davranır mıydı? Open Subtitles هذه الأمور دائما تكون نتيجة لشي نوع من الصدمة لابد وأن شيئا حدث لها
    Evet, Kafir Aghani tüm hayatını... halkının temel insan hakları için mücadele ederek geçirdi... ve bugünkü karar, sevdiği adamı ölüm cezası ile sonuçlanacak olan... sınır dışı etme kararına karşı bu kadının, Eleanor Heaney'nin... beş yıl süren mücadelesinin sonucudur. Open Subtitles بلا شك فالسيد أغانى قضى حياته بأكملها يدافع عن حقوق مواطنيه وحكم اليوم كان بمثابة نتيجة لكفاح دام خمسة أعوام
    Oh, tabi çünkü senin geldiğin yerde tost fikir ve çalışmanın sonucudur. Open Subtitles لأن من حيث أتيت الخبز المحمص هو نتيجة تفكير و دراسة
    Bir bışardaki, iki birey arasındaki bir işlemin sonucudur. Open Subtitles هناك كلمة فظيعة تلك التي يستعمل الإقتصاديون تسمى أعمال جانبية عمل جانبي هو نتيجة لمعاملات
    Ki bu da Dr. Kinsey'nin başarısı ve ününün doğrudan sonucudur. Open Subtitles التي هي نتيجة مباشرة النجاح للدكتور كينزي و شهرته
    Böyle anlaşmalar yıllarca süren çalışmaların sonucudur. Open Subtitles الاتفاقيات مثل هذه هي نتيجة سنوات العمل الشاق
    Yaşlanma düzensiz protein üretiminin sonucudur. Open Subtitles إن كل شيخوختنا هي نتيجة الانتاج الغير صحيح للبروتين
    İnsanları potansiyel tehlikeli konumlara göndermek askeri komutanın doğal bir sonucudur. Open Subtitles إرسال إناس في حالات يحتمل أن تكون خطرة نتيجة طبيعية في القيادات العسكرية
    Üç milyon yıllık bir evrimin sonucudur. Her açıdan mükemmeldir. Open Subtitles نتاج ثلاثة ملايين عام من التطور مثال تماماً

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus