"sorduğumuzda" - Traduction Turc en Arabe

    • سألناك
        
    • سألنا
        
    • وسألناهم
        
    • عندما نسأل
        
    • سألناه
        
    Tanrı aşkına. Sana bunu sorduğumuzda bize anlatmalıydın. Open Subtitles بالله عليك، كان عليك إخبارنا بذلك عندما سألناك
    Cevap, sana bunu ilk sorduğumuzda... ağlayarak çok onurduğunu söylediğinde uygun kaçardı. Open Subtitles الاجابه المناسبه كانت لتكون فى اول مرة سألناك وكان من المفترض ان تبكى وتقول انك تشرفت بهذا العرض
    Sana deneylerle ilgili soru sorduğumuzda bunun doğru olmadığını söyledin. Open Subtitles عندما سألناك عن التجارب, قلت إنها غير حقيقة.
    onlara bu soruları sorduğumuzda, aynı şekilde işliyor bilim bölümü mezunları bunlara cevap veremiyor. TED وسألناهم هذه الأسئلة، و سألنا هذه الأسئلة إلى خريجي قسم العلوم ، و لم يستطيعوا الإجابة عنها.
    Kaliforniya'daki Clinton destekçilerinin onlar hakkında ne düşündüklerini Alabama'daki Trump destekçilerine sorduğumuzda söyledikleri şey şuydu: TED وعندما سألنا مؤيدي ترامب من ألاباما عن اعتقادهم فيما يعتقده مؤيدو كلينتون في كاليفورنيا بهم هذا بعض ما قالوه:
    Yardım etmeye çalışıyoruz. Bir soru sorduğumuzda, bunu yaptığı bir şeyi lekelemek ya da küçük düşürmek için yapmayız. Open Subtitles عندما نسأل سؤالا, فذلك لا لكي نحط او نحقر من افعاله
    Bu konuyu sorduğumuzda, olayın tamamını hatırlamadığını söyledi. Open Subtitles عندما سألناه عن الامر قال أنه نسى الموضوع برمته -نعم
    - Sana sorduğumuzda kampla ilgili... pek bilgin yok gibiydi, demek istiyor. Open Subtitles ماذا؟ أظنه يقصد أنك بدوت لا تعلمين ما يكفي عن معسكرهم حين سألناك.
    Yani Dylan'ın 2000 dolarlık ayakkabıları nasıl alabildiğini sorduğumuzda yalan söyledin. Open Subtitles (عندما سألناك كيف (ديلان إستطاع شراء حذاء بـ2000$ فكذبتَ
    Oranın hala olup olmadığını sorduğumuzda güldüler ve neredeyse baban oradan ayrılır ayrılmaz yok edildiğini söylediler. Open Subtitles سألنا إذا مازالت موجودة فسخروا منا، قالوا أنه تم تدميرها بعد أن غادر والدك مباشرةً.
    Burada yoksulluk gayet açık şekilde, neredeyse yarıya inmiş ve Birleşik Devletler'de hakla sorduğumuzda, sadece %5 doğru noktada. TED حسنا، من الواضح ان الفقر هنا كان النصف تقريبا، وفي الولايات المتحدة، عندما سألنا الجمهور فقط 5% كانوا على صواب
    Aynı şekilde insan bilincinin geçmişini sorduğumuzda, belki de kendimize yönelteceğimiz en zorlayıcı soru, bunun kendi bilincimizin geleceğine dair bir şeyler söyleyip söyleyemeyeceğidir. TED بنفس الطريقة والتي سألنا فيها عن ماضي الوعي الإنساني، ربما السؤال الأكثر تحديا الآن والذي يمكن أن نسأله لأنفسنا ما إذا كانت هذه الخوارزمية قادرة على استنتاج مستقبل مفهوم الوعي الخاص بنا.
    İnsanlara bu tarz arabaları satın alma durumlarını sorduğumuzda, ''Kesinlikle hayır.'' TED حين سألنا الناس إن كانوا سيشترون مثل هذه السيارات، قالوا "بالطبع لا."
    O inovasyon şirketlerine gidip, oradaki insanlara ne üstüne çalışıyorsunuz diye sorduğumuzda, "Global ürünler üzerinde çalışıyoruz." TED عندما ذهبنا وتكلمنا إلى هؤلاء الأشخاص في مراكز الابتكار تلك وسألناهم عما يعملون عليه، قالوا، "نحن نعمل على منتجات عالمية."
    Kendimize sorduğumuzda, birisi suçsuzluğuma inanacak mı? Open Subtitles عندما نسأل أنفسنا هل سيصدق أحد انني بريئة؟
    Ona seni sorduğumuzda güvenilir olmadığını söyledi. Open Subtitles الرجل لم يمدح بك عندما سألناه عنك

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus