"sorguladık" - Traduction Turc en Arabe

    • استجوبنا
        
    • إستجوبنا
        
    • استجوبناه
        
    • حققنا
        
    • بإستجواب
        
    • أستجوبنا
        
    • إستوجبنَاه
        
    Çoktan Zoe'yi sorguladık, bize herşeyi anlattı. Open Subtitles لقد استجوبنا زوي مسبقا و قد أخبرتنا بكل شئ
    Bütün ekibi, iş arkadaşlarını sorguladık. Open Subtitles استجوبنا بقوة جميع الموظفين وزملاء العمل.
    H'le ben Hillary Swanson'u yeni sorguladık. Open Subtitles أش وأنا إستجوبنا للتو هيلاري سوانسون. كان لديها شعر اشقر.
    Yer değiştirenlerin beş tanesini sorguladık ve o sonuncusu. Open Subtitles حسنا، لقد إستجوبنا خمسة من المستخلفين، و هو الأخير.
    Sonunda Yates'i tutukladık, ve iki hafta aralıksız sorguladık. Open Subtitles لكننا أخيرا تمكنا من احتجاز ياتس و لقد استجوبناه لأسبوعين متتاليين
    Herkesin fotoğrafını çektik... sorguladık, fotoğrafları gösterdik. Open Subtitles قمنا بتصوير كل من خرج من البنك و أبقيناهم و حققنا معهم و أريناهم الصور و معظمهم لا يستطيع أن يشير إلى أي أحد مذنب
    Aslında Bay Lowen'ı sorguladık ama şu anda elimizde... Open Subtitles لقد قمنا بإستجواب السيد "لوان" يا سيدتي، لكن في الوقت الراهن
    Görevlileri sorguladık. Kimse görmemiş. Open Subtitles لقد أستجوبنا موظف المرآب موظف الإستقبال لا أحد رآها
    Cyrus'u sorguladık pizza kutusundaki numaranın peşine düştük. Open Subtitles نحن استجوبنا سايرس، طاردنا الرقم الذي على علبة البيتزا
    Onu yirmi dört saat boyunca sorguladık ve bir kelime bile etmedi. Open Subtitles ‫استجوبنا تلك الفتاة لمدة 24 ساعة ‫ولم تنطق ببنت شفة
    Hapiste olmayan motorcuların çoğunu sorguladık. Open Subtitles لقد استجوبنا أكثر سائقي الدراجات الذين لا يقبعون في السجن حالياً
    Onun halkından bir sürü kişiyi sorguladık... ama kimse sizin hayatınıza kast eden saldırıya.. Open Subtitles لقد استجوبنا الكثير من أهله ولكن لا توجد هناك أي معلومات
    O dönemde dışlanan herkesi sorguladık. Open Subtitles لقد استجوبنا جميع المنبوذين وقتها
    Rachel'in tüm arkadaşlarını ve iş arkadaşlarını sorguladık. Open Subtitles استجوبنا معظم أصدقاء (رايتشل) وزملائها بالعمل
    Bütün kurmaca jüriyi sorguladık. Open Subtitles لقد إستجوبنا جميع المحاكين للمحلفين لدينا
    Callen, Sam, şaraphane sahibini sorguladık. Open Subtitles (كالن)، (سام)، لقد إستجوبنا مالك مصنع الخمور.
    Altının izini takip ettik, geçen pazar St. Magnus'ta olan kilise üyelerini sorguladık. Open Subtitles لقد تتبعنا أثر هذه العملة و إستجوبنا أحد أبناء الكنيسة الذي كان متواجد في كنيسة القديس (ماغنسيز) الأحد الفارط
    Onu sorguladık ve poligrafı geçti. Open Subtitles استجوبناه ونجح في اجتياز مكشاف الكذب
    sorguladık ve itiraf etti. Open Subtitles استجوبناه و اعترف
    Hüküm giymiş birkaç şoför yakaladık ve onları iyice sorguladık ama suçsuz olduklarını kanıtladılar. Open Subtitles حققنا مع سائقي التاكاسي مشتبه بهم وتفحصناهم ولم نجد اي دليل
    Donahue'yu zaten sorguladık. Open Subtitles حسنًا،لقد قمت بإستجواب (دوناهو) بالفعل
    Kaçırılanların hepsini sorguladık. Open Subtitles أستجوبنا كل المختطفين
    Onu iki kere sorguladık, ama konuşmadı. Open Subtitles إستوجبنَاه مرّتين لكن الرجلَ لا يَقُولَ شيئا

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus