Eve gidince çok soru sormayacağım. Uslu duracağım. | Open Subtitles | عندما نصل للمنزل لن أسأل كثيرا، وسأكون ولدا طيبا |
Meraklanma, aslında kendime çok özel bir soru sormayacağım. | Open Subtitles | لا تقلق، فأنا لن أسأل نفسي سؤالاً شخصياً في الحقيقة |
Artık soru sormayacağım. | Open Subtitles | أنا لن أسألك أسئلة أخرى |
- Pekala. Daha fazla soru sormayacağım. | Open Subtitles | حسنا؛ أنا لن أسألك أسئلة أخرى |
Sana bir daha bu konuda soru sormayacağım. | Open Subtitles | .سأنسى الأمر بأكمله .لن أسألك عن هذا الأمر مرة أخرى |
Banyodaki şirin kız hakkında soru sormayacağım. | Open Subtitles | لن أسألكِ عن الفتاة الجميلة الموجودة في حوض الأستحمام |
O halde dava stratejisi hakkkında soru sormayacağım. | Open Subtitles | إذًا لن أسأل عن استراتيجية المحاكمة |
Çarşaflar temiz. soru sormayacağım. | Open Subtitles | لن أسأل اي سؤال آخر |
Sana bir daha Criss'le ilgili soru sormayacağım. | Open Subtitles | لن أسأل أي اسئلة عن (كريس) بعد الآن |
soru sormayacağım artık. | Open Subtitles | لن أسأل ثانية |
Ne yapmak istiyorsan yapalım, nereye gitmek istiyorsan gidelim, soru sormayacağım. | Open Subtitles | انظري اي ما سوف تقومين بفعله وأين ما تريدين أن تذهبي لن أسألك |
Merak etme, çok fazla soru sormayacağım. | Open Subtitles | لا تقلق ،أنا لن أسألك الكثير من الأسئلة |
Bütün ülke boyunca kazıkladığınız üç düzine kadınla ilgili soru sormayacağım. | Open Subtitles | ...لن أسألك عن جميع النساء التي ذبحتهم عبر البلاد |
Sana fazla soru sormayacağım. | Open Subtitles | لن أسألكِ كثيراً |