İyimserim çünkü sorunlarımızla başa çıkma kapasitemiz hayal ettiğimizden çok daha fazla. | TED | إنني متفائل لأنني أعتقد أن قدرتنا للتعامل مع مشاكلنا هي أكبر بكثير مما نتخيل. |
Onlardan kaçmak yerine sorunlarımızla yüzleşmemiz gerektiğini düşünmüyor musun? | Open Subtitles | ألا تظنين بأنه يجب علينا مواجهة مشاكلنا ، بدلا من أن نهرب منها؟ |
Birkaç saat boyunca o banyoda kilitli kalmak bizi sorunlarımızla gerçekten yüzleşmeye zorladı. | Open Subtitles | أتعلم, كوننا محبوسين في ذلك الحمام لبضع ساعات أجبرنا أخيراً على التعامل مع مشاكلنا |
Doktor Nussbaum'ı sorunlarımızla sıkmak zorunda mıyız? | Open Subtitles | من فضلك مارج , هل علينا أن نزعج الطبيب ناسبام بمشاكلنا ؟ |
Eğer bir daha kapımdan geçersen Banshee Şerif Departmanı'nın sorunlarımızla ilgilenmesine gerek kalmaz. | Open Subtitles | إن عبرت أبواب ملهاي مرة آخرى، فلن نزعج قسم شرطة "بانشي" بمشاكلنا |
Yabancıları sevmeyiz. Kendi sorunlarımızla başa çıkabiliriz. | Open Subtitles | نحن نهتم بمشاكلنا |
Aynen. Normalde kendi sorunlarımızla ilgili tartışırdık. | Open Subtitles | أعلم ، في المعتاد نحن . نتجادل بشأن مشاكلنا الخاصة |
sorunlarımızla uğraşırken, Motorlu Evi modifiye ettirmeyi de planlıyorum. | Open Subtitles | بينما نحل مشاكلنا أخطط للظهور ببرنامج "تجميل المنازل المتحركة" |
sorunlarımızla yüzleşmek zorunda kalır diye düşündüm. | Open Subtitles | ظننت أن ذلك سيجبره على مواجهة مشاكلنا. |
Hepsi bu. - Sen bizim sorunlarımızla uğraşmak istemiyorsun. | Open Subtitles | هذا يكفي - أنتِ لا تريدين التعامل مع مشاكلنا - |
Ya da kendi sorunlarımızla kafamızı meşgul ederiz. | Open Subtitles | او مشغولين بمشاكلنا الخاصة |