Örneğin, politik suçlular için Ruslar tarafından kurulan merkez hapishane Stasi tarafından devralındı ve Komünizm sona erene dek kullanıldı. | TED | على سبيل المثال، السجن المركزي للسجناء السياسيين، والذي أسسه الروس سيطر عليه الستاسي واستخدم حتى نهاية الشيوعية. |
Üçüncü olarak da Stasi, savcı olarak görev yapıyordu. | TED | ثالثًا، عملت الستاسي كمدعٍ عام من نوع ما. |
Gizli Polis, Stasi'nin muhbirleri her yerdeydi. | Open Subtitles | البوليس السري والمعروف بـ ستاسي" نشر مخبريه في كل مكان" |
Stasi'nin birimi kaçınca birbirleriyle konuşmalarına izin verilmiyordu. | Open Subtitles | عندما انشق فريق "ستاسي"، لم يُسمح لهم بالإتصال ببعضهم البعض |
Stasi her yerdeydi. | Open Subtitles | رجال الـ "شتازي" كانوا في كل مكان البوليس السري في "ألمانيا الشرقية *" |
Gücün tek bir noktada toplanmasından dolayı Stasi'ye devlet içinde devlet deniyordu. | TED | بسبب هذا التركيز للسلطة، سميت الستاسي دولة ضمن دولة. |
Ama Stasi'nin kullandığı araçlara daha detaylı bir şekilde bakalım. | TED | لكن لننظر بمزيد من التفصيل على أدوات الستاسي. |
Tabi ki Stasi, insanları gözetlemek için her türlü vasıtayı kullanıyordu. | TED | بالتأكيد، استخدمت الستاسي كل أنواع الأدوات التقنية لتفقد الناس. |
Stasi ayrıca on binlerce kişiyi izliyordu, özel eğitilmiş ajanlar ve gizli kameralar ile attıkları her adımı kaydedebilmek için. | TED | الستاسي أيضًا تتبعت عشرات آلاف الناس باستخدام عملاء مدربين وكاميرات سرية لتوثيق كل خطوة يأخذها الشخص. |
İnsanların Stasi ile işbirliği yapmalarının esas sebepleri siyasi görüşleri ve maddi menfaatleri idi. | TED | السبب الرئيسي لتعاون الناس مع الستاسي كانت القناعة السياسية والفوائد المادية. |
Doğu Almanya'daki en üst düzey muhaliflerden bazıları dahi Stasi ile işbirliği yaptı, mesela İbrahim Böhme. | TED | مع أن بعض أعلى المعارضين في ألمانيا الشرقية تعاونوا مع الستاسي كمثل إبراهيم بوهم. |
Olağanüstü bir şey. Stasi böylesine bir teknoloji için adam öldürürdü. | Open Subtitles | إنّها رائعة، "ستاسي" كانوا سيقتلون لتقنية مثل هذه |
Sonra günlerden bir gün, eve geldi ve Stasi'dekilerin ona ihanet ettiğini söyledi. | Open Subtitles | ثم يوماً ما، جاء للبيت وقال أنَّ "ستاسي" انقلبوا عليّه |
Stasi birimleri hakkında bir şeyler okumuştum, Kohl'un takımı dünyayı dolaşır Batı Avrupa ve Amerika'ya girip, çıkarlardı. | Open Subtitles | قرأت حول فرق "ستاسي"، وحدة (كول)، جالت حول العالم داخل وخارج آوربا الشرقية والولايات المتحدة |
Stasi'nin merkezinde sekreter olarak çalışan karısı Anja, onunla birlikte kaçmış ama kısa bir süre sonra bir araba kazasında hayatını yitirmiş. | Open Subtitles | زوجته (آنيا)، عملت كأمينة سر لرئيس "ستاسي"، هربت معه ولكنّها قُتلتَ بعدة فترة قصير، في حادث سيارة، حدثَ في عام 1987 |
Sıradan bir Stasi çalışanı şimdi şunu söylerdi: | Open Subtitles | الفرد العادي من البوليس السري كان سيقول |
Stasi'yle çalıştığını herkes biliyor! | Open Subtitles | الكل يعرف أنك متحالف مع البوليس السري |
Stasi ajanları, 1960'ların sonlarında Norveçli ailelerin arasına sızmaya başladı. | Open Subtitles | في نهاية الستينيات بدأ عملاء الـ"شتازي" باختراق العديد من العائلات النرويجية |
Nakil Stasi'nin yetki alanında gerçekleşmeyecek. | Open Subtitles | يجب أن لا تتم عملية النقل في الأراضي التابعة "لوزارة أمن الدولة" |
Yani aslında, Stasi'nin kurucusu ve yol göstericisi Rus Gizli Polisi idi. | TED | في الحقيقة، كانت الشرطة السرية الروسية الخالق والمعلم للستاسي. |
- Hayır, yanılıyorsunuz. - Stasi miydi acaba? | Open Subtitles | لا، أنت مخطئ - هل جهاز أمن الدولة هم من أرسلوك؟ |