İki taraf da stoklarını bitirdiğinde saatler içerisinde dünyanın büyük çoğunluğu ateş içinde kalır. | Open Subtitles | الحرب التي يفرغ بها كلا الجانبين مخزونه, و خلال ساعات, ستجتاح النيران الغالبية العظمى من العالم, |
Tüm stoklarını bir dolar yerine sekiz sente almak beni çok üzmüştü. Bunu Claire için yapıyorum. | Open Subtitles | حزنت جدا لشراء كامل مخزونه بـ8 سنتات للدولار. أفعل هذا من أجل (كلير). |
Büyük yıldızlar hidrojen stoklarını tükettiğinde küçük kuzenlerinden farklı olarak, diğer elementlerle füzyona başlayacak doğal güce sahiptirler. | Open Subtitles | فعلى عكس الشمس عندما تقوم النجوم الضخمة بإستهلاك مخزونها من الهيدروجين فلديها القدرة على دمج عناصر أخرى |
Bugün bu sistem belli başlı bütün mağaza zincirlerinde stoklarını idare etmek için kullanılıyor. | Open Subtitles | ويتم استخدامها في كل سلسلة متاجر رئيسية اليوم لمتابعة مخزونها من البضائع. |
Sovyetler Birliği'nin çöküşünden sonra oraya bağımlı ülkelerin orduları nükleer stoklarını karaborsada satmaya başladılar. | Open Subtitles | ... بعد سقوط الاتحاد السوفيتي .. الجيوش المهملة في الدول المنحلة بدات في . ببيع مخزونها من القنابل النووية في السوق السوداء |