Kızkardeşim karanlıktan korkardı, ama ışıkları açık bıraktığım için beni suçlardı. | Open Subtitles | شقيقتي كانت تخاف من الظلام ، و كانت تلقى اللوم علي على ترك المنزل مضاء |
Başta Paul'la, Cassidy'nin kas spazmı geçirdiğini düşünmüştük ama o her zaman evdeki diğer insanları suçlardı. | Open Subtitles | اعتقدت أنا و(بول) أن كل ما يحدث كان بسبب تشنجات عضلات كاسيدي)، لكنها كانت تلقى اللوم على الأشخاص الآخرين بالمنزل) |
Gidip onu durdururdum ama bu kez de beni müdahale etmekle suçlardı. | Open Subtitles | سأذهب لأحضره ولكنه سيتهمني بسوقه كثور لعين |
Eğer düzenli olarak onu aramamışsam beni, kendisini aldatmakla bile suçlardı. | Open Subtitles | لو لم أتفقده كل الوقت سيتهمني بالخيانة |
Sorumluluğunu üstlenmek yerine, kaderi suçlardı. | Open Subtitles | بدلاً من أن يتحمل المسئولية، يلقي اللوم على القدر. |
Raju? Hep de başkalarını suçlardı. | Open Subtitles | و دومًا ما يلقي اللوم على الآخرين |