Tammy gibi ruhlar burada sıkışıp kalır, genellikle suçluluk duygusuyla ilgilidir. | Open Subtitles | الأشباح التى تتعثر هنا مثل تامي ، عادة بسبب الشعور بالذنب |
Sonsuza kadar suçluluk duygusuyla mı yaşayacaksın? | Open Subtitles | هل تريد العيش مع هذا الشعور بالذنب إلى الأبد؟ |
Akciğer kanseri insanları suçluluk duygusuyla öldürüyor. | Open Subtitles | سبب وفاة الناس من سرطان الرئة هو الشعور بالذنب |
Ama eminim başlarda, suçluluk duygusuyla başa çıkmak zor olmuştur. | Open Subtitles | ولكن في البداية كان من الصعب عليك التعامل مع الذنب. |
Ölmeyi değil yaşamayı seçtim bu suçluluk duygusuyla, şimdi beni öldür, çünkü benim bunu yapacak cesaretim yok. | Open Subtitles | إذا الأختيار الموت , أو العيش مع الذنب , أقتلني الآن |
Eğer öldürürlerse hayatları boyunca suçluluk duygusuyla yaşayacaklar. | Open Subtitles | وان قتلوا فسيضطرون للعيش مع ذلك الذنب باقي حياتهم |
Mektup hakkında söylediklerim için pişmandım ve suçluluk duygusuyla eriyordum. | Open Subtitles | ندمت لقولي أيّ شيء عن الرسالة وقد تعبت من الشعور بالذنب |
İyi değilsen bu suçluluk duygusuyla nasıl baş edeceğimi bilemiyorum. | Open Subtitles | لأنـك إن لم تكن كذلك لا أعرف حقـا مـاذا سأفعل مع الشعور بالذنب |
Bizim içgüdülerimiz koparttılar, suçluluk duygusuyla ruhlarımız kirlettiler, ve cinsiyetimize tükürdüler. | Open Subtitles | هم deracinated غرائزنا أنها الخلط بينه وبين الشعور بالذنب نفوسنا وتعطينا جنس ازدراء. |
Hayır. suçluluk duygusuyla bunu yaptığından eminim. | Open Subtitles | -لا، أثق أنّه يفعل ذلك بدافع الشعور بالذنب |
Hayır. suçluluk duygusuyla bunu yaptığından eminim. | Open Subtitles | -لا، أثق أنّه يفعل ذلك بدافع الشعور بالذنب |
suçluluk duygusuyla başa çıkma. | Open Subtitles | والتعامل مع الشعور بالذنب. |
En yakın dostunuz Kardinal Dussolier'in ölümünün yasını tutuyor ve suçluluk duygusuyla mücadele ediyorsunuz. | Open Subtitles | أنت حزين، وتعاني من الشعور بالذنب من وفاة أقرب صديق إليك، الكاردينال (دوسيليير) |
suçluluk duygusuyla. | Open Subtitles | عادة بسبب الشعور بالذنب . |
Bence suçluluk duygusuyla yeterince yaşadık. | Open Subtitles | تعليون, أعتقد أننا عاشنا مع الذنب بما فيه الكفاية |
suçluluk duygusuyla kaçıp gitti ki bu da paranın bir üst basamağı. | Open Subtitles | هربت مع الذنب وهي كلمة قريبة من المال |
suçluluk duygusuyla yaşayamadı demek ki. | Open Subtitles | أعتقد أنها لم تستطع العيش مع الذنب |
Ama suçluluk duygusuyla hayır. | Open Subtitles | ولكن ليس مع الذنب. |
Bu suçluluk duygusuyla. | Open Subtitles | مع الذنب |
Dünya olanlari bilmiyor ve bu suçluluk duygusuyla artik yasayamam. | Open Subtitles | لا يعرف العالم حقيقة ما حدث وما عدت أستطيع التعايش مع ذلك الذنب. |