Doğru. İçten içe onu ihmal ettiği için suçluluk duyuyor. | Open Subtitles | ذلك حقيقي,في داخله كان يشعر بالذنب الشديد لإهماله |
Belki de seni kurtaramadığı için suçluluk duyuyor. | Open Subtitles | ربّما يشعر بالذنب لعدم تمكّنه من إنقاذكِ |
Ama kimseyi dinlemiyor ve kardeşini bıraktığı için suçluluk duyuyor. | Open Subtitles | انه لن يستمع إلى أي شخص، وانه يشعر بالذنب انه غادر شقيقه وراء. الحق. |
suçluluk duyuyor ve beni terk ettiği için kendini kötü hissediyor. | Open Subtitles | تموت من الشعور بالذنب وتشعر بشكل فظيع لأنها هجرتني |
Hayır, suçluluk duyuyor gibi yapıyorsun çünkü Allah bilir bu işten ne çıkarın var. | Open Subtitles | لا، أنت تصطنعين الشعور بالذنب فقط لأن الله وحده يعلم ما الذي تريدين الخروج منه في هذا |
Sence içinden bir parça kocanın parasını aldığın için suçluluk duyuyor olabilir mi? | Open Subtitles | كنت أعتقد أن هناك جزء منك أن يشعر بالذنب قليلا لأن لديك المال من زوجك؟ |
Ama annemle beni bıraktığı için suçluluk duyuyor. | Open Subtitles | ولكنه يشعر بالذنب لأنه تركني مع أمي |
Sana ve ailene dadandığı için suçluluk duyuyor. | Open Subtitles | يشعر بالذنب لمطاردتك أنت وعائلتك |
suçluluk duyuyor. | Open Subtitles | . انه لم يواجد هذا , انه يشعر بالذنب |
Bence suçluluk duyuyor. | Open Subtitles | أعتقد أنه يشعر بالذنب |
Bence korkmuş ve Katie'ye yaptığı şeyden dolayı suçluluk duyuyor. | Open Subtitles | ,أعتقد أنّه مذعور (وأعتقد أنّه يشعر بالذنب لما فعله تجاه (كيتى |
suçluluk duyuyor. | Open Subtitles | الشعور بالذنب. |