| Seni daha da fazla sıkıştırmak istemiyorum... ama o zamana kadar itiraf ettiremezsen,... hepimiz vatana ihanet suçuyla tutuklanacağız. | Open Subtitles | لا أعني مزيدا من الضغط عليك ولكن لو تحصل منه على اعتراف بمرور هذا الوقت سنحاكم جميعاً بتهمة الخيانة |
| Onu cinayet suçuyla tutuklayın! Neyse ki, öldürdüğü bir sahtekârdı. | Open Subtitles | اقبض على هذا الرجل بتهمة القتل، لحسن الحظ, هو لم يقتل إلا بديل الإمبراطور. |
| William Henry kalesinden ayrılmayı kışkırtan veya savunanlar isyana teşvik suçuyla asılacak. | Open Subtitles | أي شخص يثير أو يحرض على ترك حصن ويليم هينري سيشنق بتهمة العصيان |
| Sunnydale'den senin için bir tutuklama emri çıkarılmış. Cinayet suçuyla. | Open Subtitles | جنايه لشخص برئ تمت في المدينه ولقد اتهمت بها ,بجريمة القتل |
| Önceki 7 kadını öldürmek suçuyla yargılanacaksın. | Open Subtitles | ستواجه تهم القتل على النساء السبع الاصليات |
| - Sen bilirsin, delilleri saklama suçuyla tutuklanmak istiyorsan, söyleme! | Open Subtitles | إذا اعتقلكِ بتهمة عرقلة التحقيق, فهذه مشكلتك |
| Mahkumlar, McCain ve Young firar suçuyla suçlanacaklar. | Open Subtitles | السجينان ، مكين و ينج سيتم حبسهم بتهمة محاولة الهرب |
| Vatana ihanet suçuyla tutuklandım. Kaçmayı başardım. | Open Subtitles | لقد إعتقلونى بتهمة الخيانه العظمى أنا فررت منهم للتو |
| İslami köktendincilere ve bölücü örgütlere milyonlarca dolar aktarmak suçuyla tutuklandı. | Open Subtitles | تم القبض عليهم بتهمة تمويل منظمات ارهابية اسلامية فى الشرق الاوسط و العالم |
| Çünkü Chalabi, banka sahtekarlığı suçuyla Ürdün'de mahkum edilmişti. | Open Subtitles | منذ كان الجلبي من الفاسق في الأردن بتهمة الاحتيال المصرفي. |
| Hepsi vatana ihanet suçuyla yargılanacak, ama bundan haberleri olmaması gerekiyor. | Open Subtitles | بتهمة الاشتباه بإرتكاب الخيانه ولكن لا أعرف |
| Cinayet suçuyla tutulan bir Amerikalı'yı araştıracağımızı biliyordu. | Open Subtitles | كان يعرف اننا سنحقق بمواطن أمريكي محتجز بتهمة جرائم قتل متعددة |
| Burgess ve Gallant kokain temin etme ve bulundurma suçuyla beraber tutuklandı. | Open Subtitles | لقد قبض عليهم معاً بتهمة حيازة ونية بيع الكوكايين |
| Ama ne yazık ki sizi hapisten kaçma suçuyla itham etmek zorundayım. | Open Subtitles | جميعكم ستحاكمون بتهمة الهروب من الحجز الفيدرالي |
| Bayan Stackhouse bir daha mülküme ayak basacak olursa izinsiz girme suçuyla tutuklanmasını istiyorum. | Open Subtitles | إن وضعت الآنسة ستاكهاوس قدما على أراضيّ مرة أخرى، أريدها معتقلة بتهمة التعدي على الممتلكات. |
| Öğrencilerden birinin ağabeyi öldürüldü ve lideriniz cinayet suçuyla tutuklandı. | Open Subtitles | أنّ أخو طالبة قد قتل، وأنّ قائدكم قبض عليه بتهمة القتل؟ |
| İkimiz de haneye tecavüz suçuyla mapus damına düşmeden önce şu kızın olayını anlatmak ister misin? | Open Subtitles | ،إذاً، قبل أن يُقب على كلينا بتهمة الإقتحام هل تريد غخباري بقصة تلك الفتاة؟ |
| Bir gencin öldürülmesi suçuyla bağlantısı nedeniyle polis tarafından aranan Darryl Cotton teslim oldu... ve itirafı karşılığında, basın açıklaması yapmaya karar verdi. | Open Subtitles | داريل كوتون سلّم نفسه للشرطة في وقت سابق فيما يتعلق بجريمة قـتل مراهق في المنطقة و أتـفـقوا على إصدار بـيان علني |
| Sonunda, sizi cinayet suçuyla astırmaya karar verdi. | Open Subtitles | وفى النهاية قررت ان تراك مشنوقا بجريمة قتل |
| Böylesine sorumsuzca bir hareket saldırı suçuyla değerlendirilecektir. | Open Subtitles | ... مثل تلك الأفعال المتهورة نوجه إليها تهم خطيرة |
| Ek olarak Lily kasıtsız adam öldürme suçuyla da suçlanıyor. | Open Subtitles | والآن ليلي تواجه تهم قتل مركبات |
| Bunun suçuyla yaşamasına izin vermek istemedi. | Open Subtitles | لم يودّ لها حياه مُحمّلة بالذنب. |