Bu insanları susturmak için baban bir kamyon para harcamıştır herhalde. | Open Subtitles | لا بدّ أن أبيك دفع الكثير من المال لإسكات هؤلاء الناس |
Ben üzerime düşeni yapıyorum, bir feminist olmaya çalışıyorum, dünyadaki kadınların seslerini yükseltiyorum ve evde de, en çok sevdiğim kadınları susturmak için yüksek sesimi kullanıyorum. | TED | لذلك فإنني هنا أقوم بواجبي، محاولًا لأكون مناصرًا للمرأة، موصلًا أصوات النساء حول العالم، وفي البيت، أستخدمُ صوتي العالي لإسكات صوت المرأة التي أحبها أكثر شيء. |
Beni o, deli kazanına susturmak için tıktılar. | Open Subtitles | وضعوني بحفرة الأفعى تلك لإسكاتي. |
Değiliz, seni susturmak için söylediğim bir yalandı. | Open Subtitles | - لسنا كذلك، تلك كانت كذبة ذكية لإسكاتك - |
Elbette atanın onu susturmak için yaptıklarımızdan sonra sana karşı kin duyması doğal. | Open Subtitles | من حق سلفك أن ينقم عليك بالنظر للاجراءات الشديدة التي قمنا بها معاً لإسكاته |
Yani, başka bir cadı onu susturmak için ölümcül bir demleme yaptı. | Open Subtitles | لذا .. ساحر آخر أعد له المشروب القاتل لأسكاته |
Akla yatmayan tek şey o cinayetti ve artık yatıyor. Schrader onu susturmak için öldürdü. | Open Subtitles | جريمة قتلها كانت الأمر الغريب الوحيد واتضغ الأمر الآن، قتلها لتصمت |
Onu da susturmak için, aramaya başlamalısın! | Open Subtitles | لابد أنك كنت تبحث عنه حتى تستطيع إسكاته أيضاً! |
Belki de bu kızı susturmak için şiddet içermeyen bir yol vardır. | Open Subtitles | ربما هناك طريقة غير عنيفة لإسكات هذه الفتاة |
Eğer bu, Avrupa Konseyi'nin Başkanı'nı susturmak için kullanmak amacında olduğunuz bir demokrasi biçimi ise, size şunu söyleyebilirim: | Open Subtitles | إذا كان هذا نوع الديموقراطية التي تحاولون استخدامها لإسكات رئيس المجلس الأوروبي |
Ama önce Neil'i bulmamız gerekiyordu Simon'ın çenesini susturmak için. | Open Subtitles | علينا ايجاد نيل على الاقل لإسكات سايمون عن التذمر من سيارته - انا لن ادفع لذلك |
Ve lütfen sırf susturmak için beni öpmeyi kes. | Open Subtitles | وأرجوكي أن تكفي عن تقبيلي لإسكاتي. |
- Beni susturmak için yapıyorsun. | Open Subtitles | -إنك تفعلين ذلك فقط لإسكاتي |
Seni susturmak için kafanı kopartabilirdim. | Open Subtitles | كنت أتمنى اقتلاع رأسك لإسكاتك |
İntikam almak için değil onu susturmak için geldim. | Open Subtitles | ليس للثأر , بل لإسكاته |
Onu susturmak için kolay olanlardan birkaçıyla başlayacağız. | Open Subtitles | سنبدأ بعدد قليل من الحركات السهلة لأسكاته |
- Sırf beni susturmak için böyle söyleme. | Open Subtitles | لا أقول ذلك لتصمت. |
Eddie farketmiş ve susturmak için onu öldürmüş. | Open Subtitles | إيدي يهاجمه يحاول إسكاته |
Sonra Cora'yı öldürünce, cinayeti onu susturmak için aileden biri işlemiş izlenimi yarattınız. | Open Subtitles | لذا, عندما قتلت كورا, بدا الأمر ,كما لو ان احد افراد العائلة هو الفاعل لاسكاتها |
Kamboçya konusunda beni susturmak için tuzak kurduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنك أوقعت بي لاسكاتي بشأن "كمبوديا". |
- Onları susturmak için. | Open Subtitles | لتوقفهم عن الحديث |
Sonra da, onu susturmak için en mükemmel anı beklerim. | Open Subtitles | ثم أنتظر لهذه اللحظة المثالية لأسكته |
Adamın yerinde olsam onu susturmak için ben de öldürürdüm. | Open Subtitles | إذا كنت مكانه، كنتُ لأقتلها أيضاً لأسكتها فحسب |