| Sykes ve Picot savaştan sonra Fransa ve İngiltere'nin Osmanlı Devletini paylaşmasına karar verdiler. | Open Subtitles | تقابل مستر سايكس مع مسيو بيكوت ووافقوا على انه بعد الحرب ستتشارك فرنسا وانجلترا فى الامبراطورية التركية |
| Bayan Coleman, bu asistan bölge başyardımcısı Sykes. | Open Subtitles | ملكة جمال كولمان، وهذا هو سايكس مساعد النائب العام. |
| Tamam, şimdi tek yapmamız gereken Sykes'ın etini koymak. | Open Subtitles | حسنا، لذلك كل ما عليك القيام به هو انخفاض في الجسد اتفاقية سايكس '. |
| Sykes'ın peşinden gideceğiz, yani Susan'ı buradan ışınlamalısın, güvende olması için. | Open Subtitles | نحن سنذهب بعد سايكس . لذلك ينبغي عليك ربما محجر العين سوزان من هنا، فقط لتكون آمنة. |
| Frederick Sykes 45 yaşında, eski bir polis. | Open Subtitles | فريدريك سيكيس عمره 45، شرطي متقاعد، متهندم |
| Ve Eleanor Marx, Keir Hardie ve diğer kapıdaki bayan Sykes. | Open Subtitles | وإليانور ماركس وكيري هاردي وجارتنا السيدة سايكس |
| Sykes sistemi, spor bahislerinde tahmini işleri ortadan kaldırmak için, kanıtlanmış 42 endeks kullanır. | Open Subtitles | يستعمل نظام سايكس 42 تفاصيل إثبات لكي يقضي على عمل التخمين في الرياضة و بدونه |
| Sykes sistemi, spor bahislerinde tahmini işleri ortadan kaldırmak için, kanıtlanmış 42 endeks kullanır. | Open Subtitles | يستعمل نظام سايكس 42 تفاصيل إثبات لكي يقضي على عمل التخمين في الرياضة و بدونه |
| Özel Ajanlar Mayes, Sykes ve Leavitt. | Open Subtitles | العميل الخاص مايز العميل الخاص سايكس العميل الخاص ليفيت |
| - Belli ki Eddie Sykes para vermiş. - Kesinlikle öyledir. | Open Subtitles | أيدي سايكس قام بأخبارهم ، على ما أظن .بالتأكيد |
| Sykes, çok fazla eroini küçük bir anahtarla yer değiştirtti. | Open Subtitles | الدليل الوحيد هو الهروين الذي قام بنقله سايكس |
| O'Neil, Sykes'ı öldürmemi istiyor. Eğer bunu yaparsam eroin bağlantımla konuşacakmış. | Open Subtitles | أونيل يريد مني أن أقتل سايكس ويقول أن فعلت ذلك ، سيعقد لقاءا مع صله الهروين |
| Seni tanıyorlar, Sykes. Sana büyük para koyuyorlar. | Open Subtitles | حسنا، أنهم يعرفونك سايكس ويريدون أن ينقضوا عليك |
| Parayı yok edin ve Sykes benden her ne istiyorsa benimle birlikte kaybolsun. | Open Subtitles | تدمير العملة و أي شيء كان يريده سايكس مني سيختفي |
| Eğer Sykes onları birleştirebileceğini düşünürse o da tehlikede olur. | Open Subtitles | إن كان سايكس يعتقد أنه سينجح في إستعادتها فهي في خطر شديد |
| Belki Dedektif Sykes'ın zamanlaması kötüydü ama duyurusu size bir ipucu vermiş oldu. | Open Subtitles | إذاً ربما إعلان المحققة سايكس ليس في محله |
| Kendi fikrini açıklamadan önce Sykes'ın sizinkini duyması gerekiyor Başkomiser. | Open Subtitles | قبل أن تعطي رأيها سايكس تود أن تسمعه من عنمدك أيتها الكابتن |
| Ansızın Bay Sykes'ın yanında bir bomba getirmiş olduğunu ve tam olarak nerede olduğunu bildin. | Open Subtitles | أنت فجأة عرفت بأن السيد سايكس قد احضر قنبلة معه و على وجه التحديد تعرف أين كانت مخبأة |
| JJ ve ben de Gloria'nın ailesiyle konuşmanın yanı sıra Herbert Sykes hakkında da konuşacağız. | Open Subtitles | أنا و جي جي سنتحدث مع عائلة الضحية و سنتحادث مع هيربرت سايكس |
| Sykes'ın son iki yıldaki telefon görüşmelerini kontrol ettim ve Kimble'ı aradığına hiç rastlamadım. | Open Subtitles | بحسابات سيكيس بالسنتين الأخيرتين لا توجد أي مكالمات لكيمبل |
| - Sykes'i hemen görmemiz gerek. | Open Subtitles | - نحن يَجِبُ أَنْ نَرى سيكس الآن. |
| Çavuş Sykes seni buraya getirdiğim için aptal olduğumu düşünüyor. | Open Subtitles | "أيها الرقيب "سكايز هو يعتقد أني أحمق لجلبك هنا |
| Sykes kıçımızın dibinde. Onu nasıl kampa geri sokucaz? | Open Subtitles | سكايس يطاردنا, كيف سنعود إلى المخيم |