Laboratuvar marketin dışında bulunan izmaritteki tükürükten... ve bandanadaki saç telinden buldu. | Open Subtitles | تحليل المعمل فحص اللعاب الموجود على أعقاب سجائر التى وجدت خارج المتجر |
Biliyorum. Dinadan bulaştığını söylüyorlar ama bu böceklerin tükürükten nasıl geçtiğini anlayamıyorum. | Open Subtitles | انا أعلم,لقد قالت ان هذه الحشرات انتقلت لى من دينا و لكن انا لا اعلم كيف للحشرات ان تعوم فى كل هذا اللعاب |
Eğer durumu bildirmeyi reddedersen bir kapı kolundan ya da el sıkışmasından, hatta başvuru formundaki tükürükten bile örnek alabilirler. | Open Subtitles | إذا رفضتَ عملية الفحص فهم يستطيعون دائماً أن يأخذوا عينة من قبضة الباب, او المصافحة او حتى من اللعاب على إستمارة التقديم |
Üzerinde parmak izi ve tükürükten aldığımız DNA vardı. | Open Subtitles | ـ كان عليه بصمه و حمض نووي من اللعاب |
Belki tükürükten. - Bu da demek oluyor ki her şeyi ele geçirdiler tüm katları ve hastanedeki o kişiler hepsi virüse yakalanacak ve daha da ileri yayılacak. | Open Subtitles | رُبما عن طريق سائل اللعاب ، لا أدري. |
Biri kırıntıdan diğeri de tükürükten. | Open Subtitles | إحداهما من الشظيّة والأخرى... من اللعاب |