tüm dünyaya OKUL KİTAPLARI SATAN BİR ŞİRKETTE ÇALIŞTIĞINI SÖYLEMİŞTİ. | Open Subtitles | كتب مدرسية قال ان شركته تبيع الكتب حول العالم كله |
Sinyaller bir uydu yoluyla tüm dünyaya yayılıyor. | Open Subtitles | الإشارة تخرج من خلال القمر الصناعي لتنتشر في العالم كله |
Onun ayrıcalıklı kullarından olabilmek için günahlarımı tüm dünyaya itiraf etmeliyim. | Open Subtitles | يجب أن أعترف بآثامي للعالم كي يتقبلني مرة أخرى إلى جانبه |
Bu bilgi ve yetenekler kullanılmalı, bugün bile önemli oldukları tüm dünyaya gösterilmeli. | TED | يجب أن تستخدم ويجب أن تطبق يجب أن تعرض للعالم الخارجي بأن هذه المعرفة والمهارات وثيقة الصلة حتى اليوم |
Doktor, bunları her kullandığımızda tüm dünyaya hasar verdiğini söyledi. | Open Subtitles | قال الدكتور أن كل مرة نستخدم فيها أحد هذه الأجهزة فإننا ندمر العالم بأسره .. |
Kız çocuğun nedeni, Kız bir çocuk, yarasız, tüm dünyaya karşı, neden? | Open Subtitles | من أجل إمرأة، و التي لم تحبّك، وجرت نفسكَ بمواجهة العالم أجمع. |
Onları gördüğünde, sana eğer isterse tüm dünyaya sahip olacabileceğini söylerler.. | Open Subtitles | لديه عينين يمكنه بهما أن يُرجع الموتى للحياة إن رأيتهم, ستفهم أنه بإمكانه أن يسيطر على العالم بأكمله إن أراد |
10 kişi 20 milyon kişiyi kontrol etti ve bu tüm dünyaya yayıldı. | TED | عشرة أشخاص استطاعوا وضع 20 مليون شخص في حالة من جمود، وانتشر هذا في جميع أنحاء العالم |
Ruhunu kaybedip de tüm dünyaya sahip olsa, bu ona nasıl bir fayda sağlar ki? | Open Subtitles | ما الذي يستفاد منه إذا كسب العالم كله وفقد روحه الخاصة؟ |
tüm dünyaya karşı neyin var? Bak. | Open Subtitles | لماذا أنت متحامل على العالم كله على اي حال؟ |
Peki o zaman, ben de yeni üvey kardeşim josh Nichols'un Bayan Nancy olduğunu tüm dünyaya yayarım. | Open Subtitles | حسنا,اذن ساخبر العالم كله, ان شقيقي جوش هو الانسه نانسي نيكولز |
İşte, bunun tüm dünyaya masrafı günde 89 milyon varil petrol, birkaç tane ver veya al. | TED | إذا ها نحن ذا، كلفة كل هذا للعالم هي 89 مليون برميل نفط، تزيد أو تنقص بضعة براميل، كل يوم. |
Barnaby Jack kolayca azılı bir suçluya dönüşebilir veya tüm bilgi donanımı ile James Bond'daki kötü adamlardan olabilirdi, fakat o bunun yerine tüm dünyaya kendi araştırmasını göstermek istedi. | TED | بارنبي جاك كان من السهل عليه التحول لمجرم محترف أو شرير على نمط جيمس بوند بفضل المعرفة التي يمتلك، لكنه بدلا من ذلك اختار أن يظهر للعالم ما توصل إليه. |
Ve açıkçası, bu beste Bartok'un eşine son sözüydü. Bu beste ilk olarak Bartok'un ölümünden sonra eşi sayesinde tüm dünyaya çalındı. | TED | كان واضحا أن هذا التكوين هو كلامه الاخير لها كان أول أداء لها بعد وفاته ومن خلالها للعالم |
Ayrıca, bu genetik farklılıkların tüm dünyaya nasıl yayıldığını da anlatabilirisiniz. | TED | و من ثم ما يمكن القيام به هو القول ان هذه الاختلافات الجينية .. موزعة حول العالم |
Şimdi bu, isminden de anlaşılacağı gibi, Kuzey Afrika'dan gelen bir sivrisinektir ve tüm dünyaya yayılmaktadır. | TED | هذه البعوضة تأتي كما يقترح اسمها، من شمال إفريقيا وهي تنتشر حول العالم. |
Doktor, bunları her kullandığımızda tüm dünyaya hasar verdiğini söyledi. | Open Subtitles | قال الدكتور أن كل مرة نستخدم فيها أحد هذه الأجهزة فإننا ندمر العالم بأسره .. |
Ve eğer başa geçemiyorsam, ben de tüm dünyaya babanın denizaşırı ülkelerde binalar diktiğini söylemek zorunda kalırım. | Open Subtitles | وإذا لم تجعلني أتولى المسؤولية سأخبر العالم أجمع أنّ والدك يبني البيوت في الجانب الآخر |
Onun kelimelerini evime götürmeme ve tüm dünyaya kanıtlamama izin ver. | Open Subtitles | دعني أحمل كلماتها معي و أوصلها إلى العالم بأكمله |
Kendi şirketimi kurdum ve Alman zanaatını tüm dünyaya pazarlayacağım. | Open Subtitles | لقد أنشأت شركتي الخاصة وسأصدر الصنعة الألمانية إلى جميع أنحاء العالم |
Bruce Lieb tüm dünyaya yayılmış onlarca insandan milyarlar çalmış bir şirket avcısı. | Open Subtitles | بروس ليب شخص فاسد سرق البلايين من كل أنحاء العالم |
Tanrı'ya, Kral'a ve tüm dünyaya karşı kabahat işlediğimden dolayı benim için dua etmenizi istiyorum. | Open Subtitles | أطلب منكم أن تصلوا لأجلي فقد أساءت كثيرا الى الرب والملك ، والعالم |
tüm dünyaya kahkaha ve neşe getiren o yeri yok ettik. | Open Subtitles | لقد دمرنا هذا المكان الذي يجلب المتعة والضحك على العالم باسره. |
Sonra bu müziği, yarattıkları bu yeni müziği kaydetme ve tüm dünyaya yayma şansı yakaladılar. | TED | ومُنحوا الفرصة لتسجيل تلك الموسيقى، الموسيقى الجديدة التي كانوا يبتكرونها، ونشرها عبر العالم. |
Ardından tüm dünyaya anlatabilirsin, eğer istersen. | Open Subtitles | يمكنك أن تخبر العالم بها بعدئذ إذا أردت ذلك |
Gizli yapacak kadar bile ince değilsin. İllâ tüm dünyaya gösteriş yapacaksın! | Open Subtitles | حتى انك ليس عندك الذكاء لفعل هذا بالسر لماذا امام كل العالم |
Ultron'un tek istediği tüm dünyaya birden hakim olmaktı. | Open Subtitles | اراد آلترون لا شئ سوي ان يحكم العالم اجمع |
Odandan tüm dünyaya bakıyorsun. | Open Subtitles | العالم بأجمعه من غرفة نومكِ. |