Ve tüm diğer hikayeleri yerle bir eden hikayeler duydum. | TED | وسمعت القصص التي حطمت جميع القصص الأخرى. |
Üzüntü ve korku neşe ve keyif ve tüm diğer ruh hallerimizin içinde bulunabilir olmamız, bu inanılmaz değerlidir. | TED | إن القدرة على الشعور بالحزن و الخوف و البهجة و المتعة و كل الأمزجة الأخرى التي نشعر بها، إنه لأمر قيّم جداً. |
tüm diğer hayvanlar, haberleşirken sadece gerçeği tanımlarlar. | TED | جميع الحيوانات الأخرى تستخدم نظاماً للتواصل من أجل وصف الواقع فقط. |
tüm diğer hayvanlar nesnel tek bir gerçeklik içinde yaşıyorlar. | TED | جميع الحيوانات الأخرى تعيش في عالمٍ موضوعي. |
Bunların arasındaki tüm diğer frekanslar bir renk şeridi oluşturuyor, buna da görünür spektrum deniyor. | TED | وما بينهما، تشكل جميع الترددات الأخرى حزام متواصلا من اللون، يسمى بالطيف المرئي. |
İki durumda da, atomlar var olamazdı ve bu yüzden evrende gördüğümüz tüm diğer enteresan öğeler var olamazdı. | TED | في كلا من هذين التصورين فإن الذرات لا وجود لها، وبالتالي كل الأِشياء المثيرة الأخرى التي نراها حولنا سوف لن توجد. |
Yaşamı süresince, ağır bir yıldızın merkezindeki füzyon tepkimeleri helyumun yanı sıra, karbon, oksijen, nitrojen ve periyodik tablodaki demire kadar olan tüm diğer elementleri de üretir. | TED | على مدار حياته، التفاعلات الإندماجية في قلب نجم كبير سوف تُنتج ليس فقط الهيليوم، لكن أيضاً الكربون، والأكسجين، والنيتروجين وكل العناصر الأخرى في الجدول الدوري حتى الحديد. |
Ama duyduğunuz gibi, Michael tüm diğer unsurlardan da bahsetti. | TED | ولكن كما سمعتم، ميكيل تحدث عن كل تلك العناصر الأخرى كذلك |
Tüm güçlerin birleştiği nokta çünkü yer çekimi tüm diğer güçlerle yarışacak kadar güçlü artık. | TED | وهناك هو حيث تتحد كل القوى، لأن الجاذبية تصبح قوية بما يكفي لمنافسة القوى الأخرى. |
Kütleçekim bilinen tüm diğer kuvvetleri yener. | TED | الجاذبية تفوز على جميع القوى الأخرى المعروفة |
"...tüm diğer gazetelerin, tüm basım ve yayın haklarını... | Open Subtitles | وكل الصحف الأخرى والمطابع ودور النشر أياً كان نوعها |
Majesteleri tüm diğer hususlardan feragat etse bile bu ülkede azınlık olan milyonlarca Müslüman tebaasına karşı sorumluluğu var. | Open Subtitles | حتى لو تمكن جلالته من تجاهل كل الاعتبارات الأخرى فان لديه واجبا تجاه الملايين من المسلمين الذين يمثلون قلة هنا |
tüm diğer ukala peynirlere hükmedebilirim. | Open Subtitles | أستطع الرب على مدى كل تلك الجبن مخاطي الأخرى. |
Ama atalarımız da dahil, tüm diğer canlılar için hayat bizzat buna bağlıdır. | Open Subtitles | لكن بالنسبة لجميع الحيوانات الأخرى وجدودنا من ضمنهم فان حياتهم أنفسها تعتمد على فهمهم ذلك |
tüm diğer adli analizleri de. | Open Subtitles | لقد قرأتُ التقارير الأخرى كل المحلّلين الشرعيّين الآخرين |
tüm diğer ajanslarda var. Ve bunu ben yürütmeliyim. | Open Subtitles | كل الوكالات الأخرى لديها ذلك وأعتقد أنني يجب أن أدير هذا القسم |
Bizler de doğanın kuralları ve yöntemlerine boyun eğiyoruz. Tıpkı, gerçekten de akraba olduğumuz tüm diğer hayvanlar gibi. | Open Subtitles | مثل كل الحيوانات الأخرى على الأرض، وهي أقاربنا حقا. |
tüm diğer sinir edici şeylerin için evet ama bunun için değil. | Open Subtitles | كلاّ، ليس على هذا. كلّ الأمور الأخرى المُزعجة التي تفعلها، لكن ليس هذا الأمر. |
Bizim durumuzda ise bulutlar nitrojen, oksijen, demir, sili ve bizimkisi gibi bir dünyayı oluşturmak için gerekli tüm diğer maddeleri içeriyordu. | Open Subtitles | أحتوت الغيوم على النيتروجين والأكسجين والحديد والسيليكا وكل المواد الأخرى اللازمة لبناء عالم كعالمنا |
Bilmem. Yani ona çok fazla bakıyorum ve geceleri sürekli onu düşünüyorum, birde tüm diğer zamanlarda. | Open Subtitles | لا أدرى، أحدق بها كثيراً وأفكر بها فى الليل والأوقات الأخرى |