Onun da tüm hayatı boyunca kilo takıntısı olmasını istemiyorum. | Open Subtitles | ولا أريد أن يصبح لديه هوس بشأن وزنه طوال حياته |
Bu lafı birine söylemek için tüm hayatı boyunca bekliyordu. | Open Subtitles | لقد كان ينتظر طوال حياته ليقول ما قال لشخص ما |
Babam tüm hayatı boyunca yük arabasıyla kömür taşıdı. | Open Subtitles | أبي كان يجرف الفحم من على عربة طوال حياته |
tüm hayatı boyunca sıkı çalışıp asla kimsenin zırvalıklarına katlanmamış. | Open Subtitles | عملت بكدّ طوال حياتها ولم تتحمّل الهراء مِن أيّ شخص. |
Bunu kendisi söylüyor. tüm hayatı boyunca yaptığı bu. | Open Subtitles | إنها تقول ذلك بنفسها فقد فعلت ذلك طوال حياتها |
tüm hayatı boyunca çalıştı ve sonucu bu! | Open Subtitles | لقد إستطاع الحصول على هذه فقط طوال حياته |
O şeyi tüm hayatı boyunca sevecek ve hepsi benim hatam. | Open Subtitles | سوف يحب هذا الشئ طوال حياته, وهذا كله بسببي |
Bu adam hamile haldeyken seni terkeden, Lucas'ı babasız bırakan... ve Keith'e tüm hayatı boyunca berbat davranan adam değil mi? | Open Subtitles | الشخص الذي هجرك عندما كنت حامل وترك لوكاس بدون أب الشخص الذي عامل كيث بفظاعة طوال حياته ؟ |
Kuyrukluyıldız gittiğinde de, tüm hayatı boyunca ona geri dönmesini beklemiş. | Open Subtitles | رَأى الفتىُ المذنبَ، وبعدها شعر بأن لحياته معنى وعندما رحل إنتظر طوال حياته عودته |
tüm hayatı boyunca taşıyıp da kimseye söylemediği bir şey, ve bugün nüksetmiş. | Open Subtitles | الامر الذي كان يحمله طوال حياته دون أن يعلم بها اي احد واليوم فقط تم اكتشافه |
Oğlu olduğumu ve tüm hayatı boyunca beni aradığını anlattı. | Open Subtitles | و أخبرني بأنني أكون ابنه و بأنّه كان يبحث عنّي طوال حياته |
tüm hayatı boyunca kör olduğunu ama o an, o akşam görebildiğini söyledi. | Open Subtitles | قال أنه كان أعمى طوال حياته ولكن الآن، والليلة يمكنه أن يرى |
Hiç şaşırtıcı değil, kanunlara karşı gelmesi... ..tüm hayatı boyunca bunu alışkanlık haline getirmesi. | Open Subtitles | و ليس بالأمر المفاجئ فقد هزأت بالقانون وبالمبادئ الأخلاقية التقليدية طوال حياتها |
Hiç şaşırtıcı değil, kanunlara karşı gelmesi tüm hayatı boyunca bunu alışkanlık haline getirmesi. | Open Subtitles | و ليس بالأمر المفاجئ فقد هزأت بالقانون وبالمبادئ الأخلاقية التقليدية طوال حياتها |
Benim gibi olmasını istemiyorum, tüm hayatı boyunca bu suçun acısıyla yaşamasını. | Open Subtitles | لا أريدها ان تصبح مثلى او تعانى هذا الذنب طوال حياتها |
tüm hayatı boyunca, bir Walter'dan diğer Walter'a. | Open Subtitles | طوال حياتها وهى تتنقل من والتر ل والتر اخر |
tüm hayatı boyunca suçlu olduğu sırrını taşımış olmalı. | Open Subtitles | كان عليها أن تحتفظ بسر جريمتها طوال حياتها |
Hayatta tanıdığı tek erkek babamdı ve onunla, aşkın tüm zevklerini sadece bir kaç ay yaşadıktan sonra tüm bu zevklerden, büyük bir hüsran ve hayal kırıklığı içinde tüm hayatı boyunca vazgeçmek durumunda kalmıştı. | Open Subtitles | لم تكن تعرف سوى رجلاً واحداً والدي, وقد استمتعت بلذة الحب لبضعة أشهر فقط ومن ثمتخلت عن ذلك كله لبقية حياتها, |
Babam tüm hayatı boyunca bana öyle davrandıktan sonra sonra birden değişip iyi mi oldu. | Open Subtitles | لا يمكن لأبي أن يتخذ طريقا واحدا طول حياته ثم فجأة,يصبح جيد |
Bu adam tüm hayatı boyunca yaptığı gibi, adaletle dalga geçmeye çalışıyor. | Open Subtitles | هذا الرجل يحاول أن يخدع العدالة كما اعتاد طيلة حياته |
Ona, tüm hayatı boyunca, acı, ve keder gönderin. | Open Subtitles | أرسلوا لها مرراتها ويأسها . إلى كل حياتها |
Rebecca Randall'ın tüm hayatı boyunca seni tanıyor muydu? | Open Subtitles | (ريبيكا)، عرفت من أنت طوال حياة (راندال)؟ |
4 haftada bir kez, tüm hayatı boyunca. | Open Subtitles | كل اربعة اسابيع طوال بقية حياته |
Çok üzücü, tüm hayatı boyunca asla çekici olamayacak. | Open Subtitles | محزن جداً , تعرف حياتها بالكامل لن تتعرف بالجذاب |