Ona benim gerçek olduğuma inanması için tüm sebepleri de vereyim mi? | Open Subtitles | ويجب أن اعطيها كل الأسباب لتقبل هذا كأمر حقيقي؟ |
Caroline'ın işe yarayacağına dair tüm sebepleri vardı. | Open Subtitles | كان كارولين كل الأسباب للتفكير انها ستعمل. |
Teşekkürler. tüm sebepleri anlıyorum, Anlıyorum. Ben sadece... | Open Subtitles | شكراً ...أنا فاهم كل الأسباب, لكـ |
Mahsuru yok ama bunu yapmamanız için tüm sebepleri bildiğinizi düşünüyorum. | Open Subtitles | أنا لا، ولكن أتصور أنك معرفة جميع الأسباب لا. |
Neden olduğunu açıklayamadığın tüm sebepleri. | Open Subtitles | جميع الأسباب التي لم تستَطِع شرحها |
Mike, masada onun karşısında otururken, onunla ilgilenmeni gerektirecek tüm sebepleri gördüm. | Open Subtitles | (مايك) لقد كنت جالسة على الطاولة امامها وأمكنني ان ارى كل الأسباب لجعلك تهتم بها |