| Ailemi beni hazırlamadıkları için, bu hastaneyi tüm zamanımı aldığı için suçluyorum. | Open Subtitles | ألوم والداي على عدم تهيئتي للعالم، ألوم هذه المستشفى لأخذها كل وقتي. |
| Bugün, tüm zamanımı bu sorun üzerine çalışmaya adadım ve bilimin beni götürdüğü kadar ileri gideceğim. | TED | لقد كرّست كل وقتي للعمل على هذه المشكلة، وسأذهب حيثما يأخذني العلم. |
| tüm zamanımı diğer insanları düşünerek geçiremem. | Open Subtitles | لا استطيع قضاء كل وقتي في التفكير في اناس اخرين |
| Şimdi tüm zamanımı bu davaya adadım. | Open Subtitles | بمَ أنني أسخر وقتي كله لهذه القضية الآن |
| Bak tüm zamanımı, berbat, bencil politikacılarla geçiriyorum,ve bugece keşke Washingtonda kalsaydım dedim. | Open Subtitles | اسمعي,لقد قضيت معظم وقتي في التعاطي مع الفاسدين,والساسة الأنانيين... -والليلة,أشعر وكأنني لم أغادر العاصمة |
| tüm zamanımı, sana, seni pohpohlamaya adadım korkularını ve yaralarını sararak. | Open Subtitles | لقد كرست كل وقتي لك، لقد دللتك لقد تحملت نزواتك و مخاوفك |
| Ama tüm zamanımı büyük sebze ile geçiriyorum. | Open Subtitles | ولكن أقضي كل وقتي مع الخضار الكبيرة ـ تقصد العجائز ـ |
| tüm zamanımı sana sağlıklı yiyecekler pişirmekle geçirdim, sen de gittin, Allah biliyor ya, nelerle zıkkımlandın. | Open Subtitles | لقد أمضيت كل وقتي في اعداد وجبات صحية لك ثم تذهب لتفرغ كل ما أكلته ولله وحده يعلم هذا. |
| Belki tüm zamanımı viyolin çalışarak geçirmem saçmadır başka hiçbir şey yapmadan, ve hayatım boyunca da başka şey yapmama ...izin vermeyecek o okulun seçmelerine katılarak. | Open Subtitles | ربما السخيف أن أقضي كل وقتي بالتدرب على الكمان ،و لا أفعل شئ آخر سأتنافس بالمدرسة غداً |
| tüm zamanımı senin buzdolabından alışveriş yapmakla ve telefonda sakso çekmekle geçiriyor gibiyim. | Open Subtitles | اشعر وكأنني اقضي كل وقتي اشتري أغراض الثلاّجة او منشغل بالمكالمات |
| Ama sonra tüm zamanımı suçlularla geçirmeye başladım. | Open Subtitles | لكن كما تعلمون؟ انتهى بي الأمر بقضاء كل وقتي مع المجرمين |
| Yardım edeceğini söylüyorsun sonra tüm zamanımı heba, heba, heba ediyorsun! | Open Subtitles | تقولين أنكِ تساعدين، ثم لا تفعلين شيء سوى إمتصاص، وإمتصاص، وإمتصاص كل وقتي |
| Sadece tüm zamanımı süsleme ve paketleme için koşuşturmak ve bu yüzden Noel'den zevk almamak istemiyorum. | Open Subtitles | أنا فقط لن أقضي كل وقتي في الجري حول الزينة والأوراق وأصبح تعيسة أنا لا أستمتع بالكريسماس |
| Konserlerim tüm zamanımı alıyor. | Open Subtitles | حفلاتي الموسيقية تأخذ كل وقتي. |
| Çünkü tüm zamanımı senin gibileri yakalamak için sokakta geçiriyorum. | Open Subtitles | لأنني أقضي كل وقتي في محاربة أشخاص مثلك |
| Çünkü tüm zamanımı senin gibileri yakalamak için sokakta geçiriyorum. | Open Subtitles | لأنني أقضي كل وقتي في محاربة أشخاص مثلك |
| Ve her şeye rağmen teknik olarak halen annemle yaşıyordum pratik olarak da tüm zamanımı Derek ile geçiriyordum. | Open Subtitles | ومع إنني مازلت أقطن مع أمي أمضيت كل وقتي مع " ديريك" |
| tüm zamanımı tek bir öğrenciye ayıramam. | Open Subtitles | ولا يمكنني تكريس كل وقتي على طالب |
| Şimdi tüm zamanımı bu davaya adadım. | Open Subtitles | بمَ أنني أسخر وقتي كله لهذه القضية الآن |
| Öğretmek tüm zamanımı alıyor.. | Open Subtitles | فالتعليم يستحوذ على وقتي كله |
| Manzarayı ne kadar çok sevsem de tüm zamanımı Mason-Dixon hattı altında geçirirken görülemem. | Open Subtitles | لا يُمكن رؤيتي أقضي معظم وقتي (تحت خط (ماسون ديكسون بقدر ما يروقني المناظر الطبيعية |