tüpün takılmasını görmek istemezsiniz. | Open Subtitles | إعادة إدخال أنبوب التنفّس شيئاً لا تودّان رؤيته. |
Mikroskobik tüpün içinde çok garip bir dünya. | TED | إنه عالم غريب داخل أنبوب بحجم النانو. |
Ses tellerini gör, dümdüz yukarı çek tüpün tellerin arasından geçişini gör. | Open Subtitles | ابحثيعنالأحبالالصوتية, قوميها, راقبي الانبوب و هو يعبر الأحبال الصوتية |
Dostum, o tüpün emiş gücü köpek salyası için yeterli değil. | Open Subtitles | عزيزي لا يوجد ما يكفي في ذلك الانبوب الصغير الخاص بلعاب الكلاب |
Ama eğer böyle atın kıçı gibi davranacaksan bu kahrolası tüpün hepsini gözbebeklerine püskürteceğim! | Open Subtitles | لكن إن ظللت تتصرفين على شاكلة مؤخرة الحصان فليس أمامي من خيار إلى أن أقوم برش هذه العبوة بكاملها فى عينيك مباشرة |
Tam olarak ne arıyoruz? Projeler. Tıpkı posterler gibi bir tüpün içine sarılmış olmalılar. | Open Subtitles | المخططات، ويجب ان تكون ملفوفة في انبوب مثل الملصقات |
Ve kullanmak için tam bir tüpün var. | Open Subtitles | عِنْدَكَ ذلك الإنبوب الكامل للإسْتِهْلاك. |
Şimdiye kadar yapılmış olan tüm filmleri bu tüpün içine koyabilirim. | TED | يمكنني وضع جميع الأفلام التي صُنعت لحد الآن، داخل هذا الأنبوب. |
Üç veya dört tüpün kesişimlerine nozul yerleştirme en iyi seçeneğiniz gibi, çünkü buralar, robo-karıncaların yönlerini değiştirip nozullarınızı kaçırabilecekleri noktalardır. | TED | وضع أنابيب السحب عند التقاطعات بحيث يلتقي 3 أو 4 ممرات سيعتبر الحل المناسب لكم من مبدأ أن النمل الروبوتي من المتوقع أن يغير الاتجاه هنا ولا تفقد أنبوب السحب. |
KS: eminim siz mühendisler alüminyumun metal olduğu halde manyetik olmadığını biliyorsunuzdur. Alüminyum tüpün üstüne mıknatıs damlattığınızda baklenmedik birşey gerçekleşiyor. | TED | ك.ش: إذن أنا متأكد أن المهندسين منكم يعرفون أنه وبالرغم من أن الألمنيوم معدن، فإنه ليس بمادة مغناطيسية. لكن أمرا غير متوقع يحدث حين ترمي مغناطيسا نزولا في أنبوب ألمنيوم. |
Bunlar tüpün yüzeyindeki mikroplar. | Open Subtitles | كانت تلك جراثيم على أنبوب السطح. |
Çıplak olarak bir tüpün içinde sınırlarımı aşmak istemiyorum | Open Subtitles | لا أريد قضاء فترتي عارياً داخل أنبوب. |
Elektronlarla dolu bir tüpün içine elektrik verip yandıktan sonra, yanmaya devam ederler mi yoksa enerjileri tükenir mi? | Open Subtitles | بعد وضع الكهرباء في أنبوب مليء بالإلكترونات... هل تبقى مضاءه أو ينفذ منها الطاقة؟ |
Eğer tüpün çevresini bilmiyorsan kopyasını çıkaramazdın. | Open Subtitles | اذا لم تعرف محيط الانبوب لن تحصل على النسخة الاصلية |
Bu tüpün hiçbir zaman kaldırılamama ihtimali de var. | Open Subtitles | سيكون موصولا بجهاز تنفس اصطناعي عليك معرفه ان هناك احتمال ان ذلك الانبوب لن يخرج أبدا منك |
- Lanet olsun, tüpün etrafında kanama var. | Open Subtitles | اللعنه , لقد وجدت نزيفا حول الانبوب |
tüpün içindeyiz. | Open Subtitles | نحن داخل الانبوب الان |
Ya bana tüpün yerini söylersin ya da işini hemen burada bitiririm. | Open Subtitles | إما أن تخبرني بمكان العبوة أو سأرديك ميتا هنا بعون الله |
Artık tüpün onun elinde olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | الآن بينما نعرف أنه يملك العبوة. |
Bazı sıradan patlayıcılar burada bir tüpün içerisine koyulan nükleer materyalleri vurmak için buradaki oluşumu... | Open Subtitles | ويوجد كمية من المتفجرات التقليدية هنا في النهاية حيث تطلق مواد نووية من خلال انبوب الى |
Hiç kullanılmamış bir tüpün içeriği gerçekten çok fazla. | Open Subtitles | أتعلمين, عدم تحميل انبوب المعجون يجعلهُ،يمتليء جداً... |
tüpün içinde üç kamera var. | Open Subtitles | هناك ثلاث آلات تصوير داخل الإنبوب. |
Ah, buradaki tüpün yanında küçük bir kanama var. | Open Subtitles | -ذلك جيد هنا نزيفا صغيرا قرب الإنبوب هنا |
İçinde dağınık halde bulunan renkli camlar aynadan yansıyıp belli açılar oluşturuyor ve tüpün sonunda gördüğümüz şekilleri ortaya çıkarıyor. | Open Subtitles | يحتوي علي قطع من الزجاج الملوّن مُنعكس بمرايا في نفس الزوايا الذي يُشكّل أنماطاً عند النظر إليه من خلال الأنبوب |