"tüpün" - Traduction Turc en Arabe

    • أنبوب
        
    • الانبوب
        
    • العبوة
        
    • انبوب
        
    • الإنبوب
        
    • الأنبوب
        
    tüpün takılmasını görmek istemezsiniz. Open Subtitles إعادة إدخال أنبوب التنفّس شيئاً لا تودّان رؤيته.
    Mikroskobik tüpün içinde çok garip bir dünya. TED إنه عالم غريب داخل أنبوب بحجم النانو.
    Ses tellerini gör, dümdüz yukarı çek tüpün tellerin arasından geçişini gör. Open Subtitles ابحثيعنالأحبالالصوتية, قوميها, راقبي الانبوب و هو يعبر الأحبال الصوتية
    Dostum, o tüpün emiş gücü köpek salyası için yeterli değil. Open Subtitles عزيزي لا يوجد ما يكفي في ذلك الانبوب الصغير الخاص بلعاب الكلاب
    Ama eğer böyle atın kıçı gibi davranacaksan bu kahrolası tüpün hepsini gözbebeklerine püskürteceğim! Open Subtitles لكن إن ظللت تتصرفين على شاكلة مؤخرة الحصان فليس أمامي من خيار إلى أن أقوم برش هذه العبوة بكاملها فى عينيك مباشرة
    Tam olarak ne arıyoruz? Projeler. Tıpkı posterler gibi bir tüpün içine sarılmış olmalılar. Open Subtitles المخططات، ويجب ان تكون ملفوفة في انبوب مثل الملصقات
    Ve kullanmak için tam bir tüpün var. Open Subtitles عِنْدَكَ ذلك الإنبوب الكامل للإسْتِهْلاك.
    Şimdiye kadar yapılmış olan tüm filmleri bu tüpün içine koyabilirim. TED يمكنني وضع جميع الأفلام التي صُنعت لحد الآن، داخل هذا الأنبوب.
    Üç veya dört tüpün kesişimlerine nozul yerleştirme en iyi seçeneğiniz gibi, çünkü buralar, robo-karıncaların yönlerini değiştirip nozullarınızı kaçırabilecekleri noktalardır. TED وضع أنابيب السحب عند التقاطعات بحيث يلتقي 3 أو 4 ممرات سيعتبر الحل المناسب لكم من مبدأ أن النمل الروبوتي من المتوقع أن يغير الاتجاه هنا ولا تفقد أنبوب السحب.
    KS: eminim siz mühendisler alüminyumun metal olduğu halde manyetik olmadığını biliyorsunuzdur. Alüminyum tüpün üstüne mıknatıs damlattığınızda baklenmedik birşey gerçekleşiyor. TED ك.ش: إذن أنا متأكد أن المهندسين منكم يعرفون أنه وبالرغم من أن الألمنيوم معدن، فإنه ليس بمادة مغناطيسية. لكن أمرا غير متوقع يحدث حين ترمي مغناطيسا نزولا في أنبوب ألمنيوم.
    Bunlar tüpün yüzeyindeki mikroplar. Open Subtitles كانت تلك جراثيم على أنبوب السطح.
    Çıplak olarak bir tüpün içinde sınırlarımı aşmak istemiyorum Open Subtitles لا أريد قضاء فترتي عارياً داخل أنبوب.
    Elektronlarla dolu bir tüpün içine elektrik verip yandıktan sonra, yanmaya devam ederler mi yoksa enerjileri tükenir mi? Open Subtitles بعد وضع الكهرباء في أنبوب مليء بالإلكترونات... هل تبقى مضاءه أو ينفذ منها الطاقة؟
    Eğer tüpün çevresini bilmiyorsan kopyasını çıkaramazdın. Open Subtitles اذا لم تعرف محيط الانبوب لن تحصل على النسخة الاصلية
    Bu tüpün hiçbir zaman kaldırılamama ihtimali de var. Open Subtitles سيكون موصولا بجهاز تنفس اصطناعي عليك معرفه ان هناك احتمال ان ذلك الانبوب لن يخرج أبدا منك
    - Lanet olsun, tüpün etrafında kanama var. Open Subtitles اللعنه , لقد وجدت نزيفا حول الانبوب
    tüpün içindeyiz. Open Subtitles نحن داخل الانبوب الان
    Ya bana tüpün yerini söylersin ya da işini hemen burada bitiririm. Open Subtitles إما أن تخبرني بمكان العبوة أو سأرديك ميتا هنا بعون الله
    Artık tüpün onun elinde olduğunu biliyoruz. Open Subtitles الآن بينما نعرف أنه يملك العبوة.
    Bazı sıradan patlayıcılar burada bir tüpün içerisine koyulan nükleer materyalleri vurmak için buradaki oluşumu... Open Subtitles ويوجد كمية من المتفجرات التقليدية هنا في النهاية حيث تطلق مواد نووية من خلال انبوب الى
    Hiç kullanılmamış bir tüpün içeriği gerçekten çok fazla. Open Subtitles أتعلمين, عدم تحميل انبوب المعجون يجعلهُ،يمتليء جداً...
    tüpün içinde üç kamera var. Open Subtitles هناك ثلاث آلات تصوير داخل الإنبوب.
    Ah, buradaki tüpün yanında küçük bir kanama var. Open Subtitles -ذلك جيد هنا نزيفا صغيرا قرب الإنبوب هنا
    İçinde dağınık halde bulunan renkli camlar aynadan yansıyıp belli açılar oluşturuyor ve tüpün sonunda gördüğümüz şekilleri ortaya çıkarıyor. Open Subtitles يحتوي علي قطع من الزجاج الملوّن مُنعكس بمرايا في نفس الزوايا الذي يُشكّل أنماطاً عند النظر إليه من خلال الأنبوب

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus