"tüpler" - Traduction Turc en Arabe

    • الأنابيب
        
    • قوارير
        
    • ماسورات
        
    • أنابيب
        
    • الانابيب
        
    • والأنابيب
        
    Poşet içinde dallanan birtakım tüpler mevcut ve bu tüplere bronş ağacı deniyor. TED أما داخل الكيس، هناك سلسلة من الأنابيب المتفرعة، وتسمى هذه الأنابيب بالشعب القصبية.
    Birinci ve ikinci tüpler kilitlendi. Yeni baş açısı: 063 Open Subtitles حدد الهدف على الأنابيب واحد وأثنان زاوية الإنحراف الجديدة :
    Üç ve dört nolu tüpler dolduruldu. Dış kapaklar kapalı. Open Subtitles و الأنابيب 3 و 4 مملوءة و الأبواب الخارجية مغلقة
    Onları bu küçük tüpler içinde satıyorlar, bu da onları fırlatmayı çok kolaylaştırıyor. Open Subtitles يأتون في هذه الأنابيب الصغيرة, التي تجعلها تنطلق بشكل أسهل. وصولاً إلى الـ..
    Söylemeye çalıştığım şey, bu tüpler elektroniğin başlangıcıydı. TED أعني، هذه الأنابيب كانت بداية الإلكترونيات.
    Birinci ve ikinci tüpler, yakalayınca ateşleyin. Open Subtitles الأنابيب واحد وأثنان إضرب عند تحديد الهدف
    Bir ve ikinci tüpler. Kilitlenince ateş. Open Subtitles الأنابيب واحد وأثنان إضرب عند تحديد الهدف
    Onu kesip yıllarca kıçına tüpler tıkıyor olacaklar. Open Subtitles هم سيقطعونه ويدفعون الأنابيب فوق مؤخرته لسنوات
    ...bunun önüne geçebilmek için bu kanalları kullanma çabasındayız. Bu tüpler santrifüj oluşturmak için gerekli olan malzemeler. Open Subtitles هذا النوع من الأنابيب ضروري من أجل الطاردات المركزية
    ...bunun önüne geçebilmek için bu kanalları kullanma çabasındayız. Bu tüpler santrifüj oluşturmak için gerekli olan malzemeler. Open Subtitles هذا النوع من الأنابيب ضروري من أجل الطاردات المركزية
    Eğer yedek tüpler için Kamp-3'e tırmansaydı, onları alabilirdiniz ... Open Subtitles لقد لاحظ ، لانة طلب منك أن تُساعِد فى نقل بعض الأنابيب الإحتياطية والتى كان من المُفترض أن تأخذها إليه..
    Bak bir sürü düğme var tüpler falan... Open Subtitles يوجد الكثير من الازرار والكثير من الأنابيب
    Vücuduna sıvı doluyor bu tüpler de o sıvıyı dışarı atıyor. Open Subtitles جسده ممتلئ بالسوائل، وهذه الأنابيب تخرجها.
    Eğer bazı tüpler çökmüş iseler belki de bazıları hala sağlamdır. Open Subtitles لو انهارت بعض الأنابيب فلربما هناك الكثير منها سليمة
    Bu tüpler içeri bir şeyler sokup, içeriden de bir şeyler çıkarıyor yani? Open Subtitles إذاً، هل تلك الأنابيب تضخ شيئاً أو تسحب أشيئاً؟
    Kendi iyiliğin için umalım da bu pek de ucuz olmayan minik tüpler iş görsün. Open Subtitles أتمنى من أجلكم ، أن تعمل هذه الأنابيب الصغيرة الغالية الثمن
    tüpler dolusu sıcak, kırmızı kan. Open Subtitles -كم من قوارير دماءٍ دافئة أخذوا منكَ؟
    Polis buzdolabında buna benzer tüpler bulduklarını söyledi. Open Subtitles قالت الشرطة إنهم عثروا على ماسورات كهذه في ثلاجتهم
    Bunların 250 tanesini küçük tüpler içinde postanızdan alırsınız TED وعليه تحصلون على 250 من هذه في البريد في أنابيب صغيرة.
    Bu tüpler mükemmel olmalı, yoksa gemi havalanmaz. Open Subtitles هذة الانابيب ستكون فى حالة ممتازة وإلا لن تقلع السفينة
    Bu tüpler arka tarafta bir cihaza bağlı, bu cihaz, sürekli değişen karbondioksit konsantrasyonunu yüksek doğruluk oranıyla gerçek zamanda ölçmeye yarıyor. TED والأنابيب مثبتة بجهاز في الخلف الذي يسمح لنا بقياس حي ومباشر وبدقة عالية للتركيز التفاضلي المستمر لثاني أكسيد الكربون.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus