Eh, deneyimli bir gezgin olarak, türbülans için sana benim yöntemimi soyleyeyim | Open Subtitles | حسنا, بصفتي مسافرة مخضرمة هنا دعني اعطيك علاجي المناسب من اجل الاضطرابات |
türbülans hareketli akışkanları olan hemen hemen tüm sistemlerde sık rastlanan bir şeydir. | TED | مع أنّ هذه الاضطرابات هي أمرٌ شائع، فهي تظهر في أي نظامٍ يحوي موائع متحرّكة. |
Anlaşılan bu sistemdeki güneş her on beş bin yılda olağandışı bir güneş lekesi türbülans döngüsünden geçiyormuş. | Open Subtitles | ويبدو أن الشمس في هذا النظام الشمسي تمر بدورة إضطراب شمسى غير عادي من خلال دورة البقع الشمسية كل خمسة عشر ألف سنة أو نحو ذلك |
Sadece küçük bir türbülans. | Open Subtitles | انه مجرد اضطراب جوى بسيط سنصل خلال دقائق |
ARK yolculuğunun çok daha zor geçtiği zamanlar da olmuştur. Özellikle, ...büyük türbülans varsa... - Ne demek istiyor? | Open Subtitles | لقد كان هناك وقت عندما تسافر بالارك يحدث اضطرابات لنقل انها اضطرابات كبيرة جسدية |
türbülans nedeniyle uçuşta içecek ikramı yokmuş. | Open Subtitles | لأنه أثناء المطبات الهوائية لا يوجد هناك أي خدمات للشرب |
Eğer yeterli enerji varsa bu çok türbülans yaratıyor ve rüzgarın hızını yavaşlatıyor. | Open Subtitles | إذا كان لديك الطاقــة الكافيــة فإنها تخلق الكثير من الصخب وذلك يبطئ الريح |
hava biraz bulutlu, çok türbülans var... ama endişelenmeyin, her an burada olabilir. | Open Subtitles | قليلا من السحب كثيرا من الاضطراب ولكن لا تقلقوا سوف يكون هنا في أي لحظة |
Şiddetli türbülans derdim. Kesinlikle şiddetli. | Open Subtitles | كنت لأصفعا بما أنها إضطرابات طفيفة إضطرابات طفيفة |
Rötar vardı türbülans vardı yiyecekleri bitti. | Open Subtitles | - فظيعة - تأجلت ، كان هناك صخب وانتهى الطعام |
Atmosferle temas ettiğimizde şiddetli bir türbülans olacak. | Open Subtitles | سيكون هناك بعض الاضطرابات الشديدة .عندما نلامس الغلاف الجوي |
Güneş rüzgârları nedeniyle türbülans olacak. Önceki deneyimimizden çok daha beteri. | Open Subtitles | حسناً, سيكون هناك بعض الاضطرابات بسبب الرياح الشمسية ,أسوأ بكثير مما قد مررنا بها من قبل |
türbülans uçak düşürmez! | Open Subtitles | لا تقلقوا يا فتيان الاضطرابات الجويّة لم تسقط طائرة من قبل |
-Özür dilerim. -Sorun yok. Önemsiz bir türbülans, tamam mı? | Open Subtitles | أوه ، أنا آسفة - حسناً ، إنه إضطراب بسيط ، حسناً؟ |
-Önemsiz bir türbülans. Tamam. | Open Subtitles | لا يوجد مشكلة - إضطراب بسيط ، هذا صحيح - |
Bölgedeki bulut yoğunluğundan dolayı inişe geçerken biraz türbülans yaşayabiliriz. | Open Subtitles | بسبب الغطاء السحابي عبر منطقة الولاية الثلاثية قد نختبر اضطراب طفيف مما يؤدي إلى أصلنا. |
Karıştır onları. Merkezde kal. Daha az türbülans var. | Open Subtitles | حركهم بعنف ابقي فى الوسط هناك اضطراب قليل اناكين |
Hava durumu raporlarına göre şiddetli rüzgar ve türbülans bekleniyor. | Open Subtitles | ما زالت تقارير الأحوال الجوّيّة تشير إلى رياحٍ قويّة و اضطرابات. |
Küçük bir türbülans. | Open Subtitles | هناك اضطرابات قليلة. |
En şiddetli türbülans bile uçağı düşüremez. | Open Subtitles | حتى أفظع المطبات الهوائية لن تطيح بطائرة |
Tek dert etmemiz gereken şey bayat fıstıklar ve biraz da türbülans. | Open Subtitles | الشىء الوحيد الذى نقلق عليه هو الصخب الذى يمكنهم أن يفعلوه |
Öncelikle, türbülans hep kaotiktir. | TED | أولاً: الاضطراب يكون دوماً فوضويّاً. |
Tüm seviyelerde birden çok türbülans görülüyor. | Open Subtitles | تقارير عن إضطرابات شديده في جميع الإرتفاعات، يمكننا السيطرة عليها |
Çünkü önümüzde türbülans var. | Open Subtitles | هناك صخب للأمام. |
Sadece türbülans. Geçecek Danny. | Open Subtitles | إنه مجرد مطب هوائي ستكون الأمور بخير يا داني |
türbülans kadar zor olanı matematiksel yolla anlamaktır, nasıl göründüğünü resimle tasvir edebiliriz. | TED | لكن رغم صعوبة فهم الجريان المضطرب رياضيًا، إلا أننا نستطيع استخدام الفن لتصويره. |