Babam da bir askerdir, ama sebepsiz yere insanların kıyafetlerini alacak türden biri değildir. | Open Subtitles | لكنه ليس من النوع الذي يأخذ ملابس الناس من دون سبب |
Şirketlerin en az ihtiyaç duyacağı türden biri. | Open Subtitles | انه من النوع الذي لا تحتاجه أي شركة في أي مكان |
Hayır. Bomba patlatmak ya da birini öldürmek istediğinizde aradığınız türden biri. | Open Subtitles | كلا، من النوع الذي يقوم بزرع قنبلة أو يخطط لعملية اغتيال |
Çünkü birlikte olmamı isteyeceğin türden biri olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | لأني أعرف أنه ليس من النوع الذي تريد مني أن أكون معه. |
Ve, ah, demek istediğim, onu o kadar iyi tanımıyorum ama, bu alanda çalışabilecek türden biri olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | و... أعني لم أعرفها كثيراً ولكني الآن فقط عرفت إنها من نوع الأشخاص المعنيين بالعمل في هذا المجال |
Bana her zaman, annem babamla erken evlenmiş ve evlenmesi gerektiği türden biri olduğu için evlenmiş gibi geliyor. | Open Subtitles | شعوري يخبرني بأنها تزوجته مبكراً... وتزوجته لأنه كان من نوع الأشخاص الذين يجدر بالفتاة الزواج منهم |
Belki anlamsız olabilir ama ben birini öylece bırakıp gidecek türden biri değilim. | Open Subtitles | ربّما لا فائدة من ذلك، لكنّي لستُ من النوع الذي قد يترك شخصًا ما معلّقًا. |
Evde parti verecek türden biri olduğunu sanmıyordum. | Open Subtitles | لم أعتقد أنك من النوع الذي يقيم حفلات في منزله |
Birlikte olunacak türden biri değilim. | Open Subtitles | انا لست من النوع الذي يعيش معك |
Her kadının evlenme düşü kuracağı türden biri. | Open Subtitles | من النوع الذي تحلم به أي امرآة للزواج |
Sally bir mahkumla ilişki kuracak türden biri değildi. | Open Subtitles | لم تكن سالي من النوع الذي يتورط مع سجين |
Öz evlâdını vuracak türden biri değilim. | Open Subtitles | انا لست من النوع الذي يقتل ابنه |
Kızdırmak isteyeceğin türden biri değil. | Open Subtitles | ليس من النوع الذي تودّ إغضابه |