Fakat zamanla ölmek yerine daha çok orkide türü oluştu. Orkideler en çeşitli çiçek açan bazı bitki türlerinden biri. | TED | ومع مرور الوقت، ظهرت أنواع من الأوركيد أكثر من تلك التي انقرضت، تُعد الأوركيد واحدة من أكثر النباتات المزدهرة تنوعًا. |
Dünyada diğer tüm hayvan türlerinden daha fazla böcek türü bulunmaktadır. | Open Subtitles | تفوق أنواع الحشرات في العالم أنواع الحيوانات الأخرى جُلها وهي مجتمعة. |
Buradaki fark, bileşenlerin türlerinden kaynaklanıyor. | TED | حيث يكمن الفرق في أنواع المركبات الموجودة ضمنها. |
Kanserin bu organlarla da bulaşabilmesi, pankreas kanserinin en acı veren kanser türlerinden biri olmasının sebebidir. | TED | وقدرة الورم على النمو والوصول لتلك الأجهزة هو السبب في أن سرطان البنكرياس هو واحد من أكثر أنواع الأورام إيلاماَ. |
Ve herhangi bir beyin kanseriyle değil; beyin kanserinin en ölümcül türlerinden biriyle. | TED | و ليس مجرد نوع من سرطان الدماغ؛ لقد شُخص بأحد أشد أنواع سرطان الدماغ المميتة. |
Kuşlar için tutku, özellikle Afrika ve tüm Afrikalılar için önemli bir konu olmalı çünkü tüm kıtalar arasında, Afrika dünyanın her yerinde bulabileceğiniz en muhteşem kuş türlerinden bazılarını ağırlıyor. | TED | وعلى عشق الطيور أن يكون ذا أهمية خصوصًا لإفريقيا، وكل الإفريقيين، لأنه من بين كل القارات الأخرى، تستضيف إفريقيا بعض أكثر أنواع الطيور روعة أكثر من أي مكان آخر في العالم. |
Bu, kronik öfke ile ilişkili olduğunu bildiğimiz birincil düşünce türlerinden biridir. | TED | هذا أول أنواع التفكير الذي نعرفه مرتبط بالغضب المزمن. |
Tamamen tekeşli olan penguen türlerinden biri. Umarım bu sorunu cevapladı. | Open Subtitles | هذا هو الجانتو أحد أنواع البطاريق التي تعيش حياة أحاديه |
Tamamen tekeşli olan penguen türlerinden biri. Umarım bu sorunu cevapladı. | Open Subtitles | هذا هو الجانتو أحد أنواع البطاريق التي تعيش حياة أحاديه |
Bu mağaradaki kanıtlar, bu kadim ailelerin önceki insan türlerinden oldukça farklı şekillerde davranmış olduklarını ortaya koymaktadır. | Open Subtitles | الأدلة في هذا الكهف تكشف أن هذه العوائل القديمة تتصرف بشكل مختلف عن أنواع البشر السابقة |
İşte burda şu anda dünyada yaşayan en büyük kırkayak türlerinden biri. | Open Subtitles | الآن ، وهنا واحدة من أكبر أنواع أم اربع وأربعون. تحيّا على الأرض اليوم. |
Korku saçan şöhretlerine rağmen akrep türlerinden % 98'inin iğnesi, arınınkinden bile kötü değildir. | Open Subtitles | على الرغم من سمعتهم المخيفة، ثمانية وتسعون في المائة من أنواع العقارب لديهم اللسعة التي ليست اقل سوأ من النحلة. |
Victor Gerçekten çoğu türlerinden farklı olduğunu düşünmüştüm, biliyorum. | Open Subtitles | فيكتور أنت تعرف، أنا حقا أعتقد أنك لم خلافا لمعظم أنواع. |
Cevap verme nezaketini göstermediğin için, ...bütün simit türlerinden almak zorunda kaldım. | Open Subtitles | حيث أنك بوقاحة لم تجيبي عليّ، فقد أجبرت على شراء جميع أنواع العجين |
Kalp hastalıklarından sıtmaya, HIV'e, AIDS'e kadar uzanan bir aralıktan, diğer kanser türlerinden, hepsinden bahsediyorum. | TED | وذلك يتراوح من مرض القلب إلى الملاريا، ومرض نقص المناعة المكتسبة الإيدز، بالإضافة إلى أنواع أخرى من السرطان -- أي شيء. |
Kalsiyum karbonatın farklı türlerinden oluşmuş mercanlar var, bunlar devasa deniz altı dağlarının bazaltında büyüyorlar ve bu koyumsu şeyler, bunlar fosilleşmiş mercanlar ve zamanda geriye gittikçe bunlar hakkında biraz daha fazla konuşacağız. | TED | هناك مرجانات مكونة من أنواع مختلفة من الكالسيوم الكربوني تنمو على الحجر البازلتي لهذا الجبل المحيطي الضخم، و تلك الأشياء الداكنة هي مرجانات متحجرة، و سنتكلم عنها أكثر و نحن نرجع عبر الزمن. |
böylece bütün besin türlerinden yiyorsun. | Open Subtitles | يجعلك تدورين جميع أنواع الطعام. |