Sanat gecesi açılışlarında tütsülenmiş somonumuz vardır. Ve resmi basılmış davetiyelerimiz. Hatta aileleri bile getirmenin bir yolunu buldum. | TED | نقدم السلمون المدخن في حفل الافتتاح. لدينا دعوات رسمية مطبوعة. حتى انني وجدت طريقة لاجعل اباءهم يحضرون. |
Kahve, ezmeler ve şey tütsülenmiş Polonya sosisi, peynir çeşitleri, Beluga havyarı ve tabii Alman sigaraları. | Open Subtitles | السجق المدخن,الاجبان,الكافيار و بالطبع من يستطيع العيش بدون السيجار الالماني |
tütsülenmiş domuz pastırması yoğun krema ile çok güzel bir zıtlık yakalamış. | Open Subtitles | اللحم المدخن المتناقض بدقة مع بيض و مهلبية لذيذة |
Karamelize edilmiş mango eşliğinde tütsülenmiş kaz ciğeri ve taze krema ister miydiniz? | Open Subtitles | لحم أوز مدخن مع كراميل المانجو والكريمة الفرنسية؟ |
Yumuşak içimli, tütsülenmiş bir fıçı Scotch ve hafif sulu et. | Open Subtitles | النكهة السلسة, المدخنة لبرميل ويسكي منفرد مع شريحة لحم بقر طرية |
Portekiz'den, tütsülenmiş Gouda da var. | Open Subtitles | ولدينا جبنة مدخّنة من البرتغال. |
doldurulmuş mantarlar, domuz pastırması sarılı tütsülenmiş etler, tavuk kebaplar, ve domuz salamı. | Open Subtitles | حشوتها بالمشروم ملفوفة بلحم الخنزير المدخن الدجاج بالطرقة الماليزية ، و الآناناس |
Artı, babam evden muhafazalı bir paket içerisinde tütsülenmiş et yolladı. | Open Subtitles | بالإضافة أرسل أبي طرد خاص من اللحم المدخن |
Yeşil soğanlı, yaban turplu tütsülenmiş somon balığı. | Open Subtitles | السالمون المدخن سكاليون وافل مع رشة من الفجل الحار الصفحة 73 لأحدث كتابك للطبخ ؟ |
Ayılarımız var, kraliçelerimiz var, babacıklarımız var, şeker kutularımız, aksa ağaçta tütsülenmiş sucuk köftelerimiz, Belçika wafflelarımız ve tabii ki 6'lı baklavalarımız var. | Open Subtitles | لدينا الدببه, وايضا الملكات والاباء وايضا علب السكر, وفطائر النقانق المدخن والوافل البلجيكي وبالطبع لدينا اصحاب العضلات |
tütsülenmiş insan etinin tadını ancak birkaç kişi çıkarabilir. | Open Subtitles | القليل من الاشخاص يعرفون متعة اللحم البشري المدخن |
Bakalım neler varmış. tütsülenmiş alabalık. Krema soslu ringa balığı. | Open Subtitles | لنرى السمك الأبيض المدخن الرنجة في صلصة الكريم |
Biraz beyaz şarap tütsülenmiş deniz tarağı güneşte kurutulmuş domates... | Open Subtitles | سنقدم المشروب الأبيض وبعض المحار المدخن وبعض الطماطم المجففة! |
Kahve ve kekimiz var, biraz da tütsülenmiş somon. | Open Subtitles | إن لدينا قهوة و " دانيش" و بعض السلمون المدخن |
Harika bir an. Nefis bir an. Hickory Jack'in tütsülenmiş domuz pastırması kadar nefis. | Open Subtitles | فرصة عظيمة، فرصة لذيذة تقريباً مثل لذاذة طعم لحم"جاك" المدخن |
Balla tütsülenmiş lezzetli soya pastırmam var orada. | Open Subtitles | لدي بعض الخنزير المدخن المتفحم |
Sanırım bu tütsülenmiş peynir değil, değil mi? | Open Subtitles | انا لا اعتقد ان هذا جبن مدخن اليس كذلك ؟ |
Eroinli değil, tütsülenmiş hindili. | Open Subtitles | إنه ليس هيروين إنه ديك رومي مدخن |
Yerimizi ayırtmış hatta yemek için tütsülenmiş som balığı bile istemiş. Affedersiniz. Uyuyamadım. | Open Subtitles | لقد حجزت لنا صندوقا وغداء سمك سلمون مدخن # الكل هادىء # |
Komik olan şeyse; o kalın, dolgun tütsülenmiş sosislerin birinin üzerinde bir şey yazdığına yemin edebilirim. | Open Subtitles | القسم بأن واحدة من هذه النقانق السمينة والطرية المدخنة عليها كتابة |
Üç dilim, elma ağacında tütsülenmiş domuz pastırması... Ve hepsi susamlı kızarmış ekmeğin içinde. | Open Subtitles | {\pos(190,210)}،ثلاثة شرحات لحم ''آبلوود'' مدخّنة كلّها على خبزة محمّصة مع السمسم. |
Ve neden tütsülenmiş pastırma gibi kokuyor? | Open Subtitles | ولماذا رائحته مثل لحم الخنزير المدخّن ؟ |