Sana bir tüyo vereyim, misket limonu suyu arka koltuktaki kusmuk kokusunu keser. | Open Subtitles | نصيحة صغيرة: عصير الليمون. سيخفي رائحة المقعد الخلفي النتنة، |
Benim de kenarda parasal bir yatırımım var, bana içerden tüyo verebilir misin? | Open Subtitles | بحوزتي بعض المال للإستثمار ألديك أية نصيحة من أجلي؟ |
Bu sabah Alex Shipley diye birini aramam gerektiği konusunda bir tüyo aldım. | Open Subtitles | تلقيت معلومة هذا الصباح تدفعني للإتصال برجل يسمى أليكس شيبلي |
Ona bütün hafta tüyo verdim. Öyle mi? | Open Subtitles | أنا أَعطيه النصائح الصَغيرة طِوال الإسبوع. |
- tüyo için teşekkürler, patron. - Hepsi bu değil. | Open Subtitles | شكراً على المعلومة , يا زعيم هذا ليس كل شئ |
Son olarak bana vereceğin bir tüyo var mı? | Open Subtitles | حصلت على أي نصائح الماضية بالنسبة لي ، هاه ؟ |
İkinci tüyo: "Uzmanları dinleyin." | TED | النصيحة الثانية هي: إستمع للخبراء |
Sana bir tüyo vereyim. Kısa ve sık nefes al. | Open Subtitles | سأعطيكِ نصيحة صغيرة خذي أنفاساً قصيرة وغير عميقة |
Barney, kizlarla tanismak için senden tüyo alacak degil. | Open Subtitles | بارني، هو لا حتاج الى نصيحة في المواعدة منك |
Sana bir tüyo... süpürgeden kurtul ve sonraki hayatında güçlü bir erkek etkisi yarat. | Open Subtitles | نصيحة صغيرة .. تخلص من المكنسة واحصل على رجل حقيقي ليؤثر في حياتك |
CIA'in onları izlediğine dair tüyo almışlardı. | Open Subtitles | وصلتهم معلومة أن الإستخبارت المركزية كانت في أثرهم |
Hmm, küresel ısınmanın etkilerini görecek kadar uzun yaşamak isterim. Fos çıkacağına dair sağlam bir tüyo almıştım. | Open Subtitles | أحب أن أحيا حتى أرى آثار الاحتباس الحراري ، لدي معلومة سرية أنه هراء |
O uyuşturucu müptelasının bu gece Norton'da ve Kolezyum'da olacağına dair tüyo almıştım. | Open Subtitles | لدي معلومة أنه سيكون عند نورتون وكولسيو الليله |
- Bize bazı tüyolar verdi. - Peki ama ondan neden tüyo alıyorsunuz ki? | Open Subtitles | لقد أعطتنا بعض النصائح المثيرة لماذا لا تأخذين منها بعض النصائح ؟ |
Gitmeden önce sana birkaç tüyo vereyim dedim. | Open Subtitles | رأيت أن أعطيك بعض النصائح المهنية قبل رحيلك |
Üstatlarımdan tüyo almak için buradayım. | Open Subtitles | أنا هنا للحصول على بعض النصائح من السيد. |
Şu bahsettiğin büyük tüyo nedir? | Open Subtitles | إذاً ما هي المعلومة الكبيرة التي ذكرتها؟ |
Hem, tüyo cadı ve hayaletten geldiğinden bu küçük korkağın birisini öldürmesine imkan yok. | Open Subtitles | وأيضاً بما أنّ المعلومة جاءت من ساحرة وشبح، فمن المستحيل أنّ هذا الجبان قد قتل أحداً. |
- Trenden indirmeniz için kim tüyo verdi? | Open Subtitles | من أعطاكم المعلومة لتوقيفه في محطة القطار؟ |
Okuldaki çocuklar "Sonsuz Ölüm Katili" hakkında tüyo isterler miydi? | Open Subtitles | هل اعطوك الأطفال في المدرسة اي نصائح ل"قاتل موت أبدي"؟ |
Neyse, size bir tüyo vereyim. | Open Subtitles | على كل حال, هاكم هذه النصيحة, حسناً |
Bu tahminler her gün tüyo kâğıdı şeklinde simsarlarımıza ulaştırılır. | Open Subtitles | يتم تسليم هذه التوقعات إلى المداولين على أساس يومي في شكل ورقة معلومات سرية |
Kimseye tüyo vermedin, değil mi? | Open Subtitles | ألا تخمّن أحداً؟ |
Hayır, bu FBI'a tüyo vermek olur. Ve bunun olmasını istemiyoruz. | Open Subtitles | كلاّ، هذا من المرّجح بلاغ للمباحث الفيدراليّة، ولا نريد ذلك |
Kendisine vereceğim en iyi tüyo senden uzak durması olur. | Open Subtitles | أفضل تلميح قد أعطيها لها أن تبتعد عنك حاقد من القدم للرأس |
Her neyse, bu sabah arayıp büyük bir tüyo verdi. Çok gizli! | Open Subtitles | المهم، اتصلت بي صباح اليوم وأخبرتني بمعلومة هامة، سرية للغاية. |
- ...acaba bana birkaç tüyo verir miydin? | Open Subtitles | لكن كنت أتسائل إذا ربما في إستطاعتك تقديم بعض المؤشرات. |